Farklı tezler olsa da camın ilk kullanımı kesin olarak bilinmemektedir. Doğada kaya kristal ve obsidyen olarak bulunan ve antik çağlarda ilkel aletlerin yapımında kullanıldığına dair bulguların yanı sıra insanlık tarihinin bilinen en eski el sanatlarından biri olarak günümüze kadar ulaşabilen örnekleri vardır. Kırılganlığı ve dayanıklı bir malzeme olmayışı, bozulmadan varlığını koruyamaması ve yok olması, onun hakkında geçmişten günümüze ulaşan bulguların azlığına neden olmaktadır. H.C. Beck’e (1934) göre; camın Mezopotamya’da başlayan serüveni; üretim, ürün ve teknik Sümerler’de boncuk, Mısır’da cam kap, Suriye’de üfleme çubuğunun keşfi ve bu keşfin Roma’ya ulaşması ile ustalık ve işlev olarak en üst seviyeye ulaşmıştır. Bizans’ la gündelik kullanımı yaygınlaşarak devam eden camın serüveni, Selçuklular’da camii ve medreselerin penceresi olurken, Osmanlılar’da ise özellikle İstanbul’un fethinden sonra cam üretimi ve işlenmesi bir meslek kuruluşu ve sanat olarak tarihteki yerini almıştır. Antik çağda, özellikle Mısır’da mücevher yapımında kullanılan ve Firavunlar tarafından değer verilen lapis –lazuli taşı çok kıymetliydi. Cam üretmenin altında yatan amacın; o sıralar çok sevilen ama Mezopotamya’da bulunmayan, uzak diyarlardan, Asya’dan özellikle de Afganistan’dan getirilmesi güç ve pahalı olan mavi lapis – lazulinin yerine geçecek mavi, ışıltılı bir malzeme üretmek olduğu bilim adamları tarafından düşünülmektedir. Anadolu’da; camın üretim ve kullanımına dair bu gelişim içerisinde yer alan en erken bulgular Hitit Başkenti (Hattuşaş) Boğazköy de bulunan boncuklar ve cam kaplardır. M.Ö.400 ile M.Ö. 100 arasında Roma İmparatorluğu sınırları içerisinde üretilen üfleme tekniği cam ürünlere bu bölgelerde rastlanmaktadır ve Anadolu’nun o dönemdeki cam üretimi ve kullanımındaki yerini göstermesi açısından önemli bir göstergedir. Cam ürünler, ait oldukları medeniyetlerin “Roma – Bizans –Bohemya - Beykoz” gibi simgesi olabilmeyi başarmış; ilk keşfinden itibaren her zaman önemini korumuştur Saraylarda zenginliğin ve ihtişamın göstergesi en değerli eşya olmuştur. Bunun belgesi niteliğindeki, Nakkaş Osman ve ekibince yapılan Surname-i Hümayun’da bulunan, minyatürlerde yerini almıştır. Osmanlı camcılığı ile ilgili yeterli kaynak bulunmayışı, bu minyatürleri önemli kılmış ve adeta birer belge haline dönüştürmüştür. Ancak son zamanlarda yapılan kazılarda elde edilen objeler (Sirkeci Kazıları gibi) bu anlamda daha çok ve gerçek verilere ulaşmamızı sağlamaktadır. Estetik yaklaşımlarla takı ve dekoratif süs eşyaları olarak tasarlanmış, boncuktan her türlü kaba ve gözlüğe, lambadan pencereye ve özellikle sanayi devriminden sonra endüstriyel üretimlerle insan-mekân-yaşam ilişkisinde hemen her alanda üretimi – kullanımı – tüketimi artarak gelişmiş ve modern çağın en önemli materyali olmuştur.
Hititler Mezopotamya Selçuklu Osmanlı Anadolu’ da Cam Antik Cam Hattuşaş Boğazköy
Although there are different arguments, the first usage of glass is not known. It is found in the
nature both in rock crystal and obsidian forms and also there is an evidence that in ancient human
history glass was used for making primitive tools. Furthermore, there are some examples that it is
one of the oldest handicrafts which has used in all areas and survived untill today. Fragility, being a
nondurable material, failure to protect the assets from the deterioration and its destruction are the
reasons for the lack of evidence that has survived from the past about glass to today.
According to H.C. Beck (1934), the usage of glass in compliance with the findings of the
beginning of the adventure in Mesopotamia was a glass bead in Sumerian culture, and in Egypt it
turned into glass container. Moreover, with the discovery of the blowing pipe in Syria and its
extantion to Rome, glass reached highest level in its function. Thanks to Byzantium, its daily use
spread in Seljukians as windows of the mosque and madrassas. Additionally, in Ottoman Empire,
especially after the conquest of Istanbul, glass production and processing has taken place as a
professional organization and as a art.
In antiquity, lapis lazuli stone, especially used in Egypt for jewelry making and valued by the
Pharaohs is very valuable; It is thought by the scientists that the purpose behind the glassware is to
produce a blue, luminous material that will replace the blue lapis lazuli, which is very popular at
that time but is not found in Mesopotamia and is difficult and expensive to import from Asia,
especially from Afghanistan.
In Anatolia; The earliest finds in this adventure about the production and use of glass are the beads
and glass vessels found in the Hittite Capital (Hattuşaş) Boğazköy. Between AD 100 and AD 400
blowing techniques produced within the borders of the Roman Empire are found in these regions
and are an important display in terms of the location of Anatolia in glass production and use at that
time. The civilizations they had succeeded in being able to become symbols like "Roman -
Byzantine - Bohemian - Beykoz"; Has always maintained its importance since its first discovery.
Glass indicated the wealth and splendor of the palace in reference to Surname-i Humayun
document as it has taken its place in miniature made by Nakkas Osman and his team. The lack of
adequate resources related to the Ottoman glasswork made these miniatures important and turned
them into almost a document. But the objects which were recently obtained from the excavations
(such as Sirkeci Excavations) in this sense allows people to reach more and actual information.
With the aesthetic approach, glass was designed as a decorative ornament and jewelery; for
instance beads, all kind of rough and glasses, lights and windows. Particularly, after the Industrial Revolution, its usage spead too large; for example in industrial production and production in almost
every field of human-space-life relationship and also its - use - consumption increasingly advanced
that it became the most important material in modern age.
Hittites Mesopotamia Seljuks Ottoman Glass in Anatolia Ancient Glass Hattusa Bogazkoy
Diğer ID | JA63NH29TC |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Sayı: 1 |