Necip Fazıl Kısakürek who is intellectual of transition period is a person who comes forward with poet and philosopher identity in Turkish Literature History of Republic period. In his poems before 1934, main factor is “me” and it forms around its psychological and metaphysical problems. Since then, in his life philosophy, the concept of property and possession has changed radically. This change affects highly his art perception. His poems under the title of “Case and Community” describe tragic situation of Turkish society in which transition process from Ottoman to Republic period. This tragic situation is about westernisation axes change in the middle of 21th century. Firstly the poet who supports idealist and existentialist philosophers in art life leans to loneliness instead of metaphysical anxieties. Then he leans to ideology instead of social conjuncture and finally he is interested in hometown matters. Necip Fazıl ripens the poetry of second period with an elucidative rhetoric of an idealist intellectual. It is one of the basic source which feed idea suffering. As a matter of fact he puts relation forward between idea / ideology and artwork with emotion, opinion and belief which reflect to his poems and social and political views. Sacred values philosophical and metaphysical issues and social matters generate his whole ideas and theories about poem called art of searching certain fact. The poet ascribes his ideas and purposes to the “certain fact”. In this study, it is pointed out Necip Fazıl Kısakürek’s mystical and metaphysical perception and his opinions in the social field. It is also enlightened to idea suffering which he lives during artistic activities. In the study, evaluations about poet’s this aspect are defined according to his biography, personal temperament, art perception and works.
Necip Fazıl Kısakürek poetical case community idea suffering
Bir geçiş dönemi aydını olan Necip Fazıl Kısakürek, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı tarihinde her şeyden önce şair ve düşünür kimliğiyle öne çıkan bir şahsiyettir. 1934 öncesine ait şiirleri, hâkim unsur olan “ben”in psikolojik ve metafizik problemleri etrafında teşekkül eder. Bu tarihten itibaren onun hayat felsefesinde, eşya ve varlık telakkisinde kökten bir değişme yaşanır. Bu değişim, onun sanatı algılayışını da çok büyük oranda etkiler. “Dava ve Cemiyet” başlıklı bölüme ait şiirleri, Osmanlıdan Cumhuriyete geçiş sürecindeki Türk toplumunun yirminci yüzyılın ortalarında yaşadığı Batılılaşma eksenli değişime dair trajik durumunu betimler. Sanat yaşamında idealist ve varoluşçu felsefecileri olumlayan şair, önce metafizik endişelerden insanın yalnızlığına; sonra da toplumsal buhrandan ideolojiye, oradan da memleket meselelerine yönelir. Necip Fazıl, ikinci dönem şiir sanatını idealist bir aydın tipinin tebliğci söylem biçimiyle olgunlaştırır. Onun fikir çilesini doğuran/besleyen temel kaynaklardan biri de budur. Nitekim o, şiirlerine aksettirdiği duygu, düşünce ve inançlarıyla; toplumsal ve siyasal görüşleriyle fikir/ideoloji ve sanat eseri arasındaki ilişkiyi ortaya koyar. Dinî değerler, felsefî ve metafizik konular ile toplumsal meseleler, şairin fikir, gaye ve ülküsünü yüklediği “mutlak hakikat”i arama sanatı dediği şiirinin poetikasını oluşturur. Bu çalışmada Necip Fazıl Kısakürek’in mistik ve metafizik anlayışı ile toplumsal alandaki düşüncelerine dikkat çekilmiş, sanatsal faaliyetleri sırasında yaşadığı “fikir çilesi”ne ayna tutulmuştur. Çalışmada şairin bu cephesi hakkında yapılan tespitler, onun hayat hikâyesinden, şahsî mizacından, sanat anlayışından ve eserlerinden yola çıkılarak belirlenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Dili ve Edebiyatı (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ağustos 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 2 Sayı: 2 |