Vergi planlaması; mükelleflerin imkanlarıyla ödemeleri
gereken vergi arasındaki ilişkiyi belirlemeleri, yasalara aykırı olmayan
girişim ve uygulamalarıyla ödemeleri gereken vergi tutarını asgariye indirme
çabalarını ifade etmektedir. Vergiler,
mükellef açısından bir maliyet unsuru olarak değerlendirilebilecek olup,
mükellefler vergi ödemelerini ve dolayısıyla vergi yüklerini azaltmak; vergi
sonrası gelirlerini artırarak yatırımlara ayırabilecekleri fonları artırmak,
küresel rekabet ortamı içinde rekabet güçlerini yükseltmek, kayıt dışı ekonomi
gibi nedenlerle vergi planlaması yapma yoluna gitmektedirler. Bu açıdan vergi
kanunlarımızda yer alan muaflık, istisna ve indirimlere ilişkin düzenlemeler,
uygun amortisman yönteminin seçilmesi, alacak ve borç senetlerinde reeskont
uygulaması, yenileme fonu, şüpheli alacak karşılığı ayrılması gibi çeşitli
yöntemlerden yararlanılabilmektedir. Bu çerçevede Kurumlar Vergisi Kanunu’nda
(KVK) yer alan devir müessesesi de bir vergi planlaması aracı olarak
kullanılabilecektir. KVK’nın 19/1. maddesine göre devir, tam mükellef kurumlar
arasında kayıtlı değerler üzerinden ve bir bütün halinde devralma suretiyle
gerçekleştirilen işlemlerdir. KVK’nın 9. maddesine göre de kurumların ticari
faaliyetlerden doğan zararları belli şartların gerçekleşmesi durumunda, sonraki
dönemlerde doğan kazançlardan indirilebilmektedir. Bu açıdan devir müessesesinin vergi planlaması yapmak isteyen işletmeler
açısından kullanılabilecek araçlardan biri olduğu görülmektedir. Mükellefler
devir müessesesinden yararlanarak daha az vergi ödeme imkanına kavuşacakları
için bunu bir vergi planlaması aracı olarak kullanabileceklerdir.
Vergi planlaması işletme yeniden yapılanma devir zarar mahsubu
Tax
planning refers to the efforts of the taxpayers to determine the relationship
between the taxpayer's possibilities and the required taxes, and to minimize
the amount of taxes required to be paid by means of non-contrary initiatives
and practices. Taxes are regarded as a cost element in terms of taxpayers. So
taxpayers are going to make tax planning by reason of decreasing tax payments
and hence tax burdens, raising after-tax revenues, increasing their competitive
power in the global competition environment, unregistered economy. In this
respect, various methods can be used in our tax laws such as exemptions,
exemptions and deductions for discounts, selecting the appropriate depreciation
method, rediscounting receivables and debt securities, refunding funds,
reserving doubtful receivables. In this context, the transfer institution which
is included in the Corporate Tax Law (CTL) can also be used as a tax planning
tool. According to article 19/1 of the CTL, the transfer is the transactions
carried out by the acquirer over the registered values of the full-fledged
taxpayer institutions and as a whole. According to article 9 of the CTL, the
losses arising from the commercial activities of the institutions can be
deducted from the gains arising in subsequent periods if certain conditions are
met. From this point of view, it seems that the transfer facility is one of the
tools that can be used in terms of businesses planning to make tax planning.
Taxpayers will be able to use this as a tax planning tool because they will
have the opportunity to pay less tax by making use of the transfer
establishment.
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 2 Ağustos 2017 |
Kabul Tarihi | 2 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 4 Sayı: 8 - ARALIK |
İndeksler / Indexes
tarafından dizinlenmekte,
TÜBİTAK/ULAKBİM(TR) SBVT tarafından izlenmektedir.
Dergimizde yayımlanan makaleler, aksi belirtilmediği sürece, Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası (CC BY 4.0) ile lisanslanır. Dergiye yayımlanmak üzere metin yollayan tüm yazar ve çevirmenlerin, gönderdikleri metnin yegâne telif sahibi olmaları ya da gerekli izinleri almış olmaları beklenir. Dergiye metin yollayan yazar ve çevirmenler bu metinlerin CC BY 4.0 kapsamında lisanslanacağını, aksini sayı editörlerine en başında açıkça beyan etmedikleri müddetçe, peşinen kabul etmiş sayılırlar.