When states depend on the principles of justice and the welfare of their people while being established, they last for long; otherwise, they get erased from world history. The terms “state-justice-welfare” have always attracted attention in many fields of study. ėl “state”, which is an organization established to provide the people with justice and to keep the peace among them, was always pronounced side by side with the terms kut and törü/nom. Under the influence of the Buddhist culture, these terms changed into Tengri Burhan-nom törü (Dharma)-Burhan kutı. Giving sermon to the people and help them reach the peace of Buddha is the purpose of these texts. Although the religious texts presented an abstract ideal of Buddha/Buddhism we can find some references to the daily life in the exemplary stories and other narratives in these texts. The civil texts, on the other hand, deals directly with the daily life affairs, so one can find some solid instances of all these three terms in practice. The way that these terms, namely “state-justice-welfare”, are handled in both the religious and civil texts of the Buddhist Uyghurs, reflects Uyghurs’ understanding of tengri-törü-kut. The tradition continued, but the new culture Uyghurs adopted changed the style of the tradition. The tradition of tengri-törü-kut continued as Burhan-nom törü (Dharma)-Burhan kutı under the influence of Buddhist culture. This study deals with these three concepts on the basis of Old Uyghur texts and tries to understand how Ancient Uyghurs ruled their states and how they perceived these terms.
Dünya üzerinde kurulan devletler, temellerini ne zaman ki adalet ve milletlerinin saadeti üzerine inşa etmişlerse o devletler uzun soluklu olmuş aksi halde ilk fırtınada sarsılmışlar ve dünya tarihinden silinmişlerdir. Devlet-adalet-saadet kavramlarının birbiriyle olan yakın ilişkisi insanlık tarihinin hemen her döneminde pek çok alanın konusu olmuş ve pek çok ilmî çalışmada yerini almıştır. İnsanlar arasında adaleti kurmak ve dolayısıyla insanların huzurunu sağlamak amacına yönelik toplumsal bir teşkilatlanma olan devlet “ėl”, Eski Uygurca metinlerde kut ve törü/nom kavramları ile yan yana yer almıştır. Bu kavramlar Budist kültürün etkisiyle Eski Uygurca metinlerde Teŋri Burhan-nom törü (Dharma)-Burhan kutı ile sembolleştirilmiştir. Bu metinlerin büyük bir çoğunluğu dinî metinlerdir. Halka hitap etmek, onları Buda saadetine ulaştırmak bu metinlerin en önemli amaçlarıdır. Metinler her ne kadar soyut bir Buda/Budizm ideali ortaya koysalar da öğreti metinlerindeki örnek hikâyelerde ve diğer anlatılarda günlük yaşama dair göndermeler de vardır. Eski Uygurca sivil belgeler ise doğrudan hayata dair metinlerdir ve bu metinlerde biz her üç kavramın somut karşılığını doğrudan görebiliriz. Gerek Budist Uygur dinî metinlerinde gerekse sivil belgelerde devlet-adalet-saadet kavramlarının ele alınışı Uygurların eski Türk geleneğindeki Teŋri-törü-kut anlayışının farklı bir şekilde yansımasıdır. Gelenek devam etmekte fakat Uygurların içine girmiş oldukları yeni kültür dairesi geleneğin tarzını değiştirmektedir. Teŋri-törü-kut anlayışı Budist kültürden hareketle Burhan-nom törü (Dharma)-Burhan kutı anlayışı ile varlığını devam ettirmiştir. Bu çalışmada Eski Uygurca metinlerden hareketle bu üç kavram ele alınmış, Eski Uygurların devlet yönetimi ve algısı anlaşılmaya çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |
Uluslararası Eski Uygurca Çalışmaları