Güney Çin Denizi sorunları bölge ülkelerinin uluslararası sistemde artan ağırlıkları ve bölgenin dünya ticaretindeki önemi nedeniyle küresel güvenlik tartışmalarına konu olmaktadır. Güney Çin Denizi’ndeki çatışan egemenlik iddiaları çerçevesinde ortaya çıkan gerginlik Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC), Brunei, Endonezya, Filipinler, Malezya, Singapur, Tayvan ve Vietnam’ı ilgilendirdiği gibi, küresel aktörlerin de dâhil olduğu rekabete yol açmıştır. Dünya deniz ticaretinin %60’ının Asya’dan geçmesi ve küresel deniz taşımacılığının üçte birinin de Güney Çin Denizi’nden olması Güney Çin Denizi’nin önemini arttırmaktır.
Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki adaların pozisyonu başlıklı 1947’de ilan ettiği önce 11 çizgili hattan oluşan, daha sonra dokuz çizgili hat haline gelen harita temelindeki iddiaları diğer bölge ülkeleriyle çatışma potansiyeline yol açmaktadır. Spratly (Nansha) ve Paracel (Shisha) adalarının yanı sıra Pratas (Tungsha) adaları, Natuna Adaları ve Scarborough Resifi etrafında yoğunlaşan iddialar ÇHC ile ABD arasında da gerginliğe neden olmaktadır. Özellikle Obama döneminde, 2011’de ABD’nin ilan ettiği Asya merkezli politika (Asia Pivot) ve yeniden dengeleme stratejisi ile askeri angajmanlarını artırması ve Avustralya ile yaptığı üs anlaşması ile Vietnam Savaşından sonra bölgede en büyük askeri genişlemesini yapması, Güney Çin Denizi sorunlarıyla ilgili tartışmaların daha fazla uluslararası güvenlik bağlamında ele alınmasına yol açtı. Güney Çin Denizi sorunlarına taraf ülkeler hızla silahlanmaktadır. Bu durum ise bölge ülkelerinin uluslararası ekonomideki ağırlıkları dikkate alındığında küresel alanda endişeye yol açmaktadır. Konunun bir de Tayvan boyutu vardır. Güney Çin Denizi sorunlarında ÇHC ve Tayvan’ın örtüşen iddiaları vardır. Diğer taraftan tek Çin politikasını izleyen ABD, ÇHC’nin Tayvan’a yönelik askeri güç kullanmasını kabul etmeyeceğini ilan etmiştir. ÇHC ve Tayvan arasında zaman zaman alevlenen gerginlik de Güney Çin Denizi sorunlarıyla birlikte bölgedeki güvenlik riskini artırmaktadır.
Bu çalışmada Güney Çin Denizi sorunlarının bölgesel ve uluslararası güvenliğe etkisi sorunun muhatabı olan aktörlerin politikaları ve uluslararası sistemin geldiği nokta çerçevesinde analiz edilecektir.
Güney Çin Denizi sorunları bölge ülkelerinin uluslararası sistemde artan ağırlıkları ve bölgenin dünya ticaretindeki önemi nedeniyle küresel güvenlik tartışmalarına konu olmaktadır. Güney Çin Denizi’ndeki çatışan egemenlik iddiaları çerçevesinde ortaya çıkan gerginlik Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC), Brunei, Endonezya, Filipinler, Malezya, Singapur, Tayvan ve Vietnam’ı ilgilendirdiği gibi, küresel aktörlerin de dâhil olduğu rekabete yol açmıştır. Dünya deniz ticaretinin %60’ının Asya’dan geçmesi ve küresel deniz taşımacılığının üçte birinin de Güney Çin Denizi’nden olması Güney Çin Denizi’nin önemini arttırmaktır.
Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki adaların pozisyonu başlıklı 1947’de ilan ettiği önce 11 çizgili hattan oluşan, daha sonra dokuz çizgili hat haline gelen harita temelindeki iddiaları diğer bölge ülkeleriyle çatışma potansiyeline yol açmaktadır. Spratly (Nansha) ve Paracel (Shisha) adalarının yanı sıra Pratas (Tungsha) adaları, Natuna Adaları ve Scarborough Resifi etrafında yoğunlaşan iddialar ÇHC ile ABD arasında da gerginliğe neden olmaktadır. Özellikle Obama döneminde, 2011’de ABD’nin ilan ettiği Asya merkezli politika (Asia Pivot) ve yeniden dengeleme stratejisi ile askeri angajmanlarını artırması ve Avustralya ile yaptığı üs anlaşması ile Vietnam Savaşından sonra bölgede en büyük askeri genişlemesini yapması, Güney Çin Denizi sorunlarıyla ilgili tartışmaların daha fazla uluslararası güvenlik bağlamında ele alınmasına yol açtı. Güney Çin Denizi sorunlarına taraf ülkeler hızla silahlanmaktadır. Bu durum ise bölge ülkelerinin uluslararası ekonomideki ağırlıkları dikkate alındığında küresel alanda endişeye yol açmaktadır. Konunun bir de Tayvan boyutu vardır. Güney Çin Denizi sorunlarında ÇHC ve Tayvan’ın örtüşen iddiaları vardır. Diğer taraftan tek Çin politikasını izleyen ABD, ÇHC’nin Tayvan’a yönelik askeri güç kullanmasını kabul etmeyeceğini ilan etmiştir. ÇHC ve Tayvan arasında zaman zaman alevlenen gerginlik de Güney Çin Denizi sorunlarıyla birlikte bölgedeki güvenlik riskini artırmaktadır.
Bu çalışmada Güney Çin Denizi sorunlarının bölgesel ve uluslararası güvenliğe etkisi sorunun muhatabı olan aktörlerin politikaları ve uluslararası sistemin geldiği nokta çerçevesinde analiz edilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası Güvenlik, Güvenlik Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2024 |
Gönderilme Tarihi | 2 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 20 Mart 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 6 Sayı: 1 |
Data Sharing Policy
This journal encourages authors to share the data obtained as a result of their research while remaining within the requirements of the universal and legal criteria for the protection of personal rights with scientific ethics and citation rules. In this context, IJPS adopts the Budapest Open Access Initiative Declaration (2001).