In the history of architecture, worship
places are the first public constructions people came together. These
structures, which direct the writing of cities' histories, give identity to the
cities, play an active role in the recognition and recollection of the cities,
emerge as a periodical witness or symbolic structure. In this sense, worship
places have a symbolic value in the urban identity, which is shaped by
different civilizations and events at different periods, in terms of public
identity seek. They are transformed into a means that easily draws attention
within the urban fabric, and most importantly, identifies the identity of the
public space locations, formal differences, and dimensions. However, the fact
that some of the worship places complete their lives leads to bringing new
functions to these structures that are an important part of public identity
which in return also affect their sustainability. On one hand, it is desired to
protect their symbolic history, architectural and cultural values as much as
possible with their reuse areas. On the other hand, it is aimed to bring new
purposes appropriate to the character and position of the building as well as
being economically viable. Therefore, these new functions are the most basic way
of ensuring that worship places remain in use. However, a very small proportion
of the worship structures may be faced with these new uses due to often being
opened to the use of members of a different religion because of community
change or being transformed into the museum. In this sense, the structure of
the study is the discussion on refunctioned worship structures in the context
of public identity seek. In our country, there are many worship structures left
from those exchanged, who had to leave Anatolia, following the Lausanne Treaty
and Giresun Capuchin Church is one of these structures. Capuchin Church, built
at the beginning of 19th century by French Capuchin Priests and was transformed
into a children's library in 1967, is different from many other church
structures converted into mosque or museum. For this reason, the aim is of this
study is to discuss refunctioning of the Capuchin Church as children's library
after the exchange in the context of public identity seek.
İbadet yapıları, mimarlık tarihinde
insanların bir araya geldikleri ilk kamusal yapılardır. Kentlerin tarih
yazımını yönlendiren, kentlere kimliğini veren, kentlerin tanınması ve
hatırlanmasında etkin rol oynayan bu yapılar dönemsel birer tanık ya da sembol
yapı olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Farklı dönemlerde, farklı uygarlıklar ve
olaylar tarafından şekillendirilen bu yapılar kentsel kimlik arayışları
açısından sembolik değer taşımakta, konumları, biçimsel farklılıkları ve
boyutları ile kentsel doku içerisinde kolaylıkla dikkati çeken, en önemlisi de
kamusal mekanın kimliğini tanımlayan bir araca dönüşmektedirler. Ancak ibadet
yapılarından bazılarının zamanla ömürlerini tamamlamaları, kent kimliğinin önemli
bir parçası olan bu yapılara sürdürülebilirliğini de etkileyecek yeni işlevler
yüklenmesine neden olmaktadır. Bir taraftan yeniden kullanım alanlarıyla
simgesel tarihini, mimari ve kültürel değerini mümkün olduğunca koruyacak diğer
taraftan binanın karakteri ve konumuna uygun, ekonomik açıdan da uygulanabilir
yeni işlevlerin yüklenmesi istenmektedir. Bu anlamda Anadolu kentlerinde
dönemsel farklılıklara tanıklık etmiş, cemaat değişikliğine uğramış ya da müze
olarak yeniden kullanıma açılmış pek çok kilise yapısı yer almaktadır. Giresun
kentinin önemli sembol yapıları arasında yer alan ‘Giresun Kapusen Kilisesi’ ise
hem işlev değişikliği ile çocuk kütüphanesi olarak kullanılması hem de
yüklendiği işlevin sürdürülebilirliğini sağlaması açısından örneklerinden farklılaşmaktadır.
Bu nedenle yapılan çalışmada Kapusen Kilisesi ve işlev değişikliği üzerinden Giresun
kent kimliğinin dönemsel olarak tartışılmasını amaçlamaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 2 Sayı: 2 |