In the early days of the 20th century, Russian Revolution had caused that nomads who had maintained distinctive economic activities like agriculture, stockbreeding and sheepherding etc for centuries had been settled and complete integration to town life. This change taken place by means of strict and supportive policies about integration to settled life of SSR government. In this article, economic models of Central Asian nomads, geographical features of Central Asia and interaction between nomads and settled people were clarified in detail. On the contrary of some researchers' opinions, there were close and positive relationships between nomads and settled people. Semi-nomeadic people who tied nomadic and settled people was studied.In Middle Age, Kazaks, Kirghizs, Turkmens and semi nomadic Uzbeks had had feudal system. Although cultivated areas, animals, water wells etc had been considered as common properties of clans and tribes “bay” and “manap” had controlled all the properties. This provide that bay and manap had the best cultivated areas, animals and water wells as well. In this article how Central Asian peoples like Kazaks, Kirghizs, Turkmens, Uzbeks and other ones settled. In this article on the contrary of some researchers opinions, nomads could work as a worker in factories and get into settled life.
20. yüzyılın başlarında Rus İhtilali'yle birlikte oluşan yeni devlet düzeni; beraberinde Orta Asya'da kendilerine özgü tarım, hayvancılık, çobanlık gibi ekonomik faaliyetleri geleneksel olarak yüzyıllardan beri devam ettiren göçebelerin sistematik olarak modern yaşama geçirilmesi ve kent yaşamına tam bir entegrasyonunu beraberinde getirilmiştir. Bu dönüşüm tahmin edileceği üzere sancılı ve uzun bir süreç içerisinde SSCB hükümetinin Kazaklar da dahil olmak üzere Orta Asya'daki göçebe topluluklar üzerinde baskıcı ve aynı zamanda kent yaşamına geçmede destekleyici sosyal ve ekonomik politikaları sonucunda gerçekleşmiştir. Bu makalede Orta Asya'da yaşayan göçebe toplulukların tarihi süreç içerisinde gerçekleştirdiği ekonomik modeller, bu coğrafyanın coğrafi özellikleri ve göçebelerin yerleşiklerle olan ilişkileri ayrıntılı bir biçimde açıklanmıştır. Bazı araştırmacıların görüşlerinin tersine aslında göçebeler ve yerleşikler arasında güçlü ve olumlu bir etkileşimin var olduğu ortaya konmuştur. Hatta bu iki grup arasında bir köprü vazifesi gören bir yarı göçebe yaşam tarzının bu gruplar içindeki konumu irdelenmiştir. Orta çağda Kazak, Kırgız ve Türkmenler ve yarı göçebe Özbeklerde feodal bir yapı kurulmuştur. Bu feodal yapıda tarım alanları, hayvanlar, su kuyuları vb. zenginlikler klan ve boyların ortak malı sayılmasına rağmen bu zenginliklerin kullanım şekli bay ve manap denilen feodal beylerin kontrolündeydi. Bu kontrol onlara en çok ve en iyi hayvanları, tarım alanlarını, su kuyularını vb. sahiplenme hakkı da tanıyordu. Bu makalede Kazak, Kırgız, Türkmen, Özbek ve diğer topluluklardan Orta Asya göçebelerinin feodal beylerin egemenliğine dayalı göçebe kültüründen yerleşik kültürün ve kentlerdeki sosyal yapının hâkim olduğu bir yaşam tarzına nasıl geçtiklerini ortaya koymaktadır. Bu makale, birçok araştırmacının geleneklerin değişmezliği ve göçebelerin yerleşik yaşama psikolojik hazırlıksızlık görüşlerinin aksine göçebelerin kentlerde sanayide çalışan işçi sınıfına geçebileceğini ve kent toplumuna uyum sağlayabileceğini
göstermesi açısından önemlidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Çeviri / Aktarma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 7 Mart 2019 |
Gönderilme Tarihi | 9 Şubat 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 1 Sayı: 1 |