The Prophet (pbuh) conveyed the revelation which he received from Lord (Allah) perfectly in accordance with the order "O Prophet! Convey what has been revealed to you from your Lord (Allah). If you do not do so, you have not fulfilled your duty as a prophet…" (al-Ma’idah 5/67). It is a well-known fact that in addition to the duty of conveying the message, he also had the duties of explaining and legislation. He was also sent as a teacher. As a reflection of the duty of explaining and as a teacher, he explained the revelation (wahy) and taught Muslims the knowledge they would need to live the religion of Allah thoroughly. In this context, the Messenger of Allah repeated the matters of importance three times. However, he acted carefully to teach the Companions some knowledge that he considered important. Prayers are the first of this knowledge. The prayer, which means the contact of the creature with his Lord (Allah) and his begging to his Lord (Allah), is an indication that the creature knows his limit and understands the greatness of his Lord. For this reason, the Prophet (pbuh), who was an example for Muslims in all matters, prayed a lot and taught them to his Companions. He became more insistent on teaching some prayers, which attracted the attention of the Companions. Indeed, because of his insistence, the Companions had the impression that he was teaching them the Qur’an. For this reason, when they were narrating some prayers, firstly they would say that the Messenger of Allah taught us this prayer as if he were teaching a surah from the Qur’an, and then narrate the prayer in question. The Companions also mentioned that the Prophet did not show the same care when teaching some prayers. As a result of the research, no study was found regarding the narration ‘’The Messenger of Allah used to teach us this prayer as if he were teaching a surah from the Qur’an.’’ For this reason, it was considered important to investigate the narrations narrated with these words, and it was thought that collecting the prayers that the Prophet gave importance to together would contribute to the field of ḥadīth and ḥadīth students. Document scanning method, one of the qualitative research methods, was used in the study. For this reason, the narrations related to the aforementioned phrase were searched from the books of ḥadīth. As a result of the research, it was found out that there were four prayers mentioned with these wordings. The first of these prayers is the at-taḥiyyāt prayer, which is accepted by the imams of the sects as an important part of the salah. The mentioned prayer was narrated by many Companions and was included in many ḥadīth books, especially the famous ḥadīth collections. The second prayer is the istikhāra (decision) prayer, which is a famous prayer narrated by many of the Companions, too. This prayer is also mentioned in many books of ḥadīth. The third prayer is the prayer to be recited after the ṣalli-bārik salawat in the tashahhud of the salah. In this prayer, the Prophet (pbuh) took refuge in Allah from the torments of hell and the grave, from Dajjal, and from the fitnah of life and death. The mentioned prayer is found in some ḥadīth books, too. The fourth prayer is a narration about being grateful for Allah's blessings and not being ungrateful, which means "O Allah, I seek refuge in you from turning your blessing into ingratitude, from stubbornly denying it after recognizing it, and from forgetting it and not praising it." The prayer in question was narrated only by Umar and our research revealed that it was mentioned in a ḥadīth book. The first three narrations are considered sahih (authentic) by ḥadīth scholars, while the last narration is considered ḥasan (good).
Hz. Peygamber, “Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer böyle yapmazsan peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun…” (Mâide 5/67) emri gereğince Allah’tan aldığı vahyi tam bir şekilde tebliğ etmiştir. Onun tebliğ görevi yanında tebyîn ve teşri görevlerinin de olduğu bilinen bir gerçektir. O, aynı zamanda bir muallim olarak gönderilmiştir. Hz. Peygamber tebyîn görevinin bir yansıması ve bir muallim olarak vahyi açıklamış ve Müslümanlara Allah’ın dinini yaşarken lazım olacak bilgileri en ince ayrıntısına kadar öğretmiştir. Bu bağlamda Resûlullah önem verdiği konuları üçer defa tekrar etmiştir. Bununla birlikte o, mühim gördüğü bazı bilgileri sahâbeye öğretmede itina göstermiştir. Bunların başında da dualar gelmektedir. Kulun rabbi ile irtibatı ve rabbine münâcâtı anlamına gelen dua, kulun haddini bilmesinin ve rabbinin yüceliğini kavramasının bir göstergesidir. Bu sebeple her konuda Müslümanlara örnek olan Hz. Peygamber, birçok dua yapmış ve onları ashâba öğretmiştir. O, bazı duaları öğretme konusunda biraz daha ısrarcı olmuş, bu da sahâbenin dikkatini çekmiştir. Nitekim onun bu ısrarından dolayı ashâb sanki Kur’an’ı öğretiyor izlenimine kapılmışlardır. Bu sebeple onlar bazı duaları naklederken Resûlullah Kur’an’dan bir sûre talim eder gibi bize şu duayı öğretirdi dedikten sonra söz konusu duayı rivayet etmişlerdir. Ayrıca sahâbe, Hz. Peygamber’in bazı duaları öğretirken ise aynı ehemmiyeti göstermediğini zikretmişlerdir. Araştırma sonucunda, Hz. Peygamber Kur’an’dan bir sûre öğretir gibi bize şu duayı öğretirdi şeklinde bir çalışmanın yapıldığı tespit edilememiştir. Bu sebeple bu lafızlarla nakledilen rivayetlerin araştırılmasının önemli olduğu değerlendirilmiş ve böylece Hz. Peygamber’in önem verdiği duaların bir arada toplanmasının hadis alanına ve hadis tâliplerine katkı sağlayacağı düşünülmüştür. Çalışmada nitel araştırma metotlarından biri olan doküman tarama yöntemi kullanılmıştır. Bu sebeple hadis kitaplarından zikri geçen lafızla ilgili rivayetler araştırılmıştır. Araştırma sonucunda bu lafızlarla zikredilen dört duanın olduğu tespit edilmiştir. Bu dualardan birincisi mezhep imamları tarafından namazın önemli bir rüknü olarak kabul edilen tahiyyat duasıdır. Zikri geçen dua birçok sahâbîden rivayet edilmiş ve başta meşhur hadis külliyatları olmak üzere birçok hadis kitabında yer almıştır. Duaların ikincisi istihâre duası olup; o da birçok sahâbîden rivayet edilmiş meşhur bir duadır. Bu dua da birçok hadis kitabında geçmektedir. Üçüncü dua namazda son oturuşta salli bârik dualarından sonra okunacak duadır. Hz. Peygamber bu duada cehennem ve kabir azabından, deccâlin, hayatın ve ölümün fitnelerinden Allah’a sığınmıştır. Zikri geçen dua da bazı hadis kitaplarında bulunmaktadır. Dördüncü dua ise Allah’ın verdiği nimetlere şükredip, nankörlük yapmamayla ilgili rivayet olup; “Allah’ım nimetini nankörlüğe çevirmekten, onu tanıdıktan sonra inatla inkâr etmekten ve onu unutup övmemekten sana sığınırım” mealindeki rivayettir. Söz konusu dua sadece Hz. Ömer’den rivayet edilmiş ve araştırmamız neticesinde bir hadis kitabında geçtiği görülmüştür. İlk üç rivayet hadis âlimleri tarafından sahih olarak değerlendirilirken, son rivayet ise hasen olarak nitelendirilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hadis |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 8 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 23 Nisan 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 19 |
İlahiyat Akademi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.