The Caliphate/Imāmate
was one of the most important issues among the Muslims following the death of
the Prophet. This issue, especially with Shia, has been moved from the
political area to the theological area. As a matter of fact, the Sunni
theologians probably with the influence of Shiite scholars, included the
Imāma/Khilāfa issue in their kalami issued and gave place to it in their works.
One of them is the
theologian Abū Shakūr al-Sālimī (d. after 460/1068) from Samarkand region. In
the Ḥanafī biographical
books, there is not much information about the life of Abū Shakūr. On the basis
of some of the information given in his own work al-Tamhīd fī bayān at-tawḥīd, it is estimated that Abū Shākūr was born at
first half of 5th century of the Hegirah (11th
century). In this work,
Abū Shakūr mainly dealt with the following issues: the mind/reason, the
existence of Allah, the oneness of Allah, the names and attributes of Allah,
miracles, revelation, the Miraculousness of Qur’an, literal kalam-spiritual
kalam, the conditions of faith, caliphate and imamate, Ahl as-Sunnah, Ahl
al-Bidʻah.
As the title implies,
in this paper, we will try to put forward the views of Abū Shakūr al-Sālimī on
Khilāfa/Imāmate issue based on his work al-Tamhīd fī bayān at-tawḥīd. In this context, the views of the author
about the meritorious virtues of the Companions of the Prophet will be pointed
out. In addition, the criticism of Abū Shākūr al-Sālimī regarding the Shīa’s
understanding of imamate will be examined. These issues, which the author deals
with, are probably among the topics discussed in the region during his period.
Hilâfet/imâmet meselesi, Hz. Peygamberin
vefatının akabinde Müslümanlar arasında ortaya çıkan en önemli meselelerden
biridir. Bu konu, özellikle Şîa’yla birlikte siyasi alandan itikâdî alana
taşınmıştır. Sünnî âlimler de muhtemelen Şiî âlimlerin etkisiyle onu kelâmî
konular arasına dâhil etmişler ve kitaplarında ona yer vermişlerdir.
Semerkant bölgesi Hanefî-Mâtürîdî
âlimlerinden Ebû Şekûr es-Sâlimî de (ö.
460/1068’den sonra) bu âlimlerden biridir. Ebû Şekûr’un hayatı hakkında Hanefî
biyografi kitaplarında pek bilgi yoktur. Günümüze ulaşan et-Temhîd fî
beyâni’t-tevḥîd adlı eserinde verdiği bazı bilgilerden hareketle Ebû Şekûr’un yaklaşık olarak V. (XI.)
asrın ilk yarısında doğduğu tahmin edilmektedir. O, bu eserinde genel olarak,
akıl, Allah’ın varlığı, birliği, isim ve sıfatları, rüyetullâh, vahiy,
i‘cazu’l-Kur’ân, kelâm-ı lafzî-kelâm-ı mânevi, nübüvvet, mucize, kerâmet,
ma‘rifet, iman, imanın şartları, hilâfet ve imâmet, Ehl-i Sünnet, Ehl-i Bid‘at
ve fırkaları gibi konuları ele alır.
Biz makalemizde, başlığından da anlaşılacağı
üzere Ebû’l-Mu‘în en-Nesefî’nin çağdaşı olan Ebû Şekûr es-Sâlimî’nin hilâfete
ilişkin görüşlerini, et-Temhîd fî beyâni’t-tevḥîd adlı eseri çerçevesinde ortaya koymaya çalışacağız. Amacımız, V. (XI.) asırda
Mâverâünnehir bölgesinde hilâfet ile ilgili gündemde olan ve tartışılan
konulara bir nebze de olsa ışık tutmaktır. Bu bağlamda yazarın sahâbenin faziletleri ve efdaliyet sırasına ilişkin
görüşlerine de işaret edilecektir. Ayrıca Ebû Şekûr es-Sâlimî’nin imâmet ve
sahâbenin efdaliyet sırası konularından bahsederken Şîa’nın anlayışını ve
görüşlerini ele alışı ve onlara yönelik eleştirileri incelenecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 15 Mart 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 51 |