Scholars have set some kaidahs and principles in order to prevent the mistakes that may occur in commenting of the naṣṣ and to ensure interpretation of the naṣṣ in compliance with the divine will. Accordingly, scholars have made an effort to determine the scope and limits of the activity of ta’wil, which is the act of revealing the hidden meanings in the naṣṣ through dalils(evidence). One of these scholars is İmam al-Haramayn al Juwayni (478/1085). He determined the general framework of ta'wîl in the category of words in and revealed the existence of ta'wîl through examples. Since all words were not suitable for ta’wil, he categorized them in terms of their suitability with ta'wîl. While some usulists say that ta’wil can be practiced on the words described as naṣṣ, Al-Juwayni states ta’wil is out of question in naṣṣ. Likewise, he states ta’wil cannot be made on mujmal, mufassar and mushtarak words which are difficult to understand. Al-Juwayni emphasizes that ta’wîl can only be practiced on words that are zahir(clear) in meaning. While he absolutely approves ta'wîl from usulistic aspect; he reflects two different views on kalam issues. In this study, besides Al- Juwayni’s usul works, by taking his works on kalam as the base, it is aimed to reveal his understanding of improvement.
Âlimler, nasların yorum faaliyetinde oluşabilecek yanlışların engellenmesi ve nasların ilâhî iradeye uygun şekilde yorulması gayesiyle birtakım usûlî kaide ve kurallar belirlemişlerdir. Buna bağlı olarak âlimler, deliller vasıtasıyla naslardaki gizli manaları açığa çıkarma eylemi olan te’vil faaliyetinin kapsam ve sınırlarını tayin etme gayretine girmişlerdir. Bu âlimlerden biri de İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî’dir (öl. 478/1085). O, lafızlar kategorisinde te’vilin genel çerçevesini belirlemiş, te’vilin varlığını örnekler üzerinden ortaya koymuştur. Tüm lafızların te’vile elverişli olmaması nedeniyle Cüveynî, te’vile uygunlukları açısından lafızları kategorize etmiştir. Bazı usûlcüler nas olarak nitelendirilen lafızlarda te’vile gidilebileceğini söylerken Cüveynî naslarda te’vilin söz konusu olmadığını ifade etmekte; keza müfesser, mücmel ve müşterek lafızlarda da te’vile gidilemeyeceğini belirtmektedir. Cüveynî, te’vilin sadece zâhir olarak nitelendirilen lafızlarda söz konusu olabileceğini vurgulamaktadır. Cüveynî, usûlî açıdan te’vili mutlak anlamda kabul ederken; kelâmî meselelerde farklı iki görüş sergilemektedir. Bu çalışmada Cüveynî’nin usûl eserlerinin yanı sıra kelâma dair eserleri de esas alınarak onun te’vil anlayışının ortaya konması amaçlanmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 55 |