Iḥsān is used in two somewhat different meanings as an act of "doing someone a favour" and "doing a good job [ıtqān]". The third meaning that the word ihsan is attributed with the signification of the hadith of D̲j̲abrāʾīl is "to worship as if seeing God". This last meaning has a moral emphasis. On the one hand, it refers to the necessity of a person to be sincere in worship, but on the other hand, it points to the ontological and epistemological depth of human existence. In this framework, iḥsān and the justice associated with it are qualities in al-Asmāʾ al-Ḥusnā of Allah. A network of semantic relations has been created in accordance with the codes of this thought in Islamic thought especially in the mystical context. In Abū al-Baqāʾ al-Kaffawī’s conceptual scheme, one of the authorities in the field of terminology, justice is superior to iḥsān. In Rāg̲h̲ib al-Iṣfahānī’s scheme, justice comes after iḥsān. However, in this last scheme, it can be seen that the concepts of justice and iḥsān are built only on the act of “obedience (giving).” It is understood that the ruʾyat Allāh and sh̲ahāda connection of the concept in question is disabled here. As for the concept scheme created by ṣūfī thought the concept of iḥsān has been placed after justice. On the other hand, the concept of mushāhadah has been evaluated in connection with concepts such as "hayā" and "inzi‘āc".
Ṣūfism Hierarchy of Concept Justice Iḥsān Mushāhadah Hayā Inzi‘āc
İhsan, bir eylem olarak “iyilik etmek” ve “yaptığı işi güzel yapmak [itkân]” şeklinde kısmen farklı iki anlamda kullanılmaktadır. Cibril hadisinin delaletiyle ihsan kelimesinin yüklendiği üçüncü anlam ise Allah’ı görüyormuş gibi ibadet etmektir. Bu son anlam, ahlâkî vurgusunun yanında bir taraftan insanın ibadette ihlaslı olması gereğine göndermede bulunmakta, diğer taraftan ise beşerî varlığın ontolojik ve epistemolojik derinliğine işaret etmektedir. Bu çerçevede ihsan ve onunla bağlantılı olan adalet, Allah’ın Esmâ-i Hüsnâ’sı içerisinde birer niteliktir. İslâm düşüncesinde, özellikle tasavvufî bağlamda bu düşünüşün özelliklerine uygun semantik ilişkiler ağı oluşturulmuştur. Terminoloji alanında otoritelerden biri olan Ebü’l-Bekâ el-Kefevî’nin (öl. 1095/1684) kavram şemasında adalet, ihsandan üstünken, Râgıb el-İsfahânî’nin şemasında adalet, ihsandan sonra gelmektedir. Ne var ki bu son şemada adalet ve ihsan kavramlarının sadece i‘tâ’ (verme) edimi üzerinden inşa edildiği, kavramının rü’yet ve Müşâhede bağlantısının devre dışı bırakıldığı anlaşılmaktadır. Tasavvuf düşüncesinin oluşturduğu kavram şemasında ise ihsan kavramı, adaletten sonra yerleştirilmiş ve Müşâhede, hayâ ve inzi‘âc gibi kavramlarla bağlantılı değerlendirilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 15 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 56 |