The issue of what kind of a human being is, how he determines his thoughts and actions, and to what extent he has perfection is one of the important problems that have been discussed in the historical process. In this context, there have been many approaches given him no role or no initiative in determining his actions and thoughts as well as those who consider human being to be completely free, who has absolute power in determining and carrying out all his actions. In addition to these two extreme attitudes, there was an intermediate attitude that gave people the right to choose in their actions, but argued that various factors (environmental factors, existential constraints, beliefs that the power holds the fate, etc.) limit or direct this opportunity.
The question of whether human being has a will is indirectly raised the question of whether human being can be considered as an asset of belief, value and morality. This problem has even always found itself a place among the ancient discussion topics in the tradition of thought, and it has been carried to the present day with all its vitality. In this study, the subject is dealt with the book titled “What is Human?” by Mark Twain who took an ironic approach to the problem and thus, it is aimed to evaluate the issue within certain limits. This book has been designated as a reference point for our study because throughout the history of thought, he made some implicit references to a number of approaches put forward about human beings, and besides, he subjected the human to a different perspective than usual. In addition to this, it has been tried to prevent the risk of actualization of a vicious circle by benefiting from the different thoughts about human as much as possible.
İnsanın nasıl bir varlık olduğu, düşünce ve eylemlerini neye göre belirlediği, bu bağlamda ne ölçüde bir yetkinliğe sahip olduğu meselesi tarihi süreç içerisinde tartışma konusu yapılmış önemli problemlerden birisidir. Bu mesele özelinde insanı bütünüyle özgür, her türlü eylemini belirleme ve gerçekleştirme hususunda mutlak kudret sahibi görenler yanında; ona, eylem ve düşüncelerini tayin etme noktasında hiç bir rol veya inisiyatif vermeyen yaklaşımlar da olmuştur. Bu iki aşırı tutuma ilaveten insana eylemlerinde muhayyerlik tanıyan; ancak çeşitli faktörlerin (çevresel etkenler, varoluşsal kısıtlılıklar, inanca kaynaklık eden gücün kaderi elinde tuttuğuna dair kanaatler vs.) onun bu imkânını sınırlandırdığını veya yönlendirdiğini ileri süren ara bir tutumun varlığı da söz konusu olmuştur.
İnsanın irade sahibi bir varlık olup olmadığı meselesi dolaylı olarak onun bir inanç, değer ve ahlak varlığı şeklinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği sorununu da gündeme getirmiştir. Öyle ki bu sorun düşünce geleneğinin kadim tartışma konuları arasında sürekli bir şekilde kendisine yer bulmuş, tüm canlılığı ile günümüze kadar taşınmıştır. Bu çalışmada konu, soruna ironik bir yaklaşım sergilemiş olan Mark Twain’in (1835-1910) “İnsan Nedir?” adlı kitabı özelinde ele alınmış ve böylece meselenin belli sınırlar dâhilinde değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Düşünce tarihi boyunca insan hakkında ileri sürülmüş belli birtakım yaklaşımlara örtük bazı göndermelerde bulunması ve bunun yanında insanı alışılagelmişten farklı bir perspektifle değerlendirmeye tabi tutmuş olması bu kitabın çalışmamız açısından bir referans noktası olarak tayin edilmesine sebep teşkil etmiştir. Bununla birlikte insana dair ileri sürülmüş farklı düşüncelerden de mümkün olduğu kadar istifade edilerek bir kısır döngünün vücut bulma riski önlenmeye çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 21 Mayıs 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.