The Balkans have a long history of cultural and religious diversity, with Greeks, Bulgarians, and Ottomans coexisting within the same geographical area and state system. Despite differences, their social, economic, and cultural lives were intertwined. Over time, unique national ideologies emerged, giving rise to independent and diverse nation-states. The exchanges between these groups continued even after the Ottoman period amidst the rise of secessionism and nationalist debate. The importance of secular-national educational systems grew during this time, as monastic schools declined. That led us a remarkable outcome. It underscored the crucial intersections and essential congruence in our pedagogical perspectives, the systematic arrangement of our concepts, and the instructional materials we employ. During the 19th century, the first public girls’ schools and women associations established, as well as women journals and the recognition of teaching as a profession for women. Greece, Bulgaria, and Turkey have followed parallel paths towards full social acceptance of the teaching profession, with the women teachers’ education and the first female teachers emerging first in Greek-speaking populations with a national and Western bourgeois consciousness. This paper examines the women teachers’ education in these countries during the 19th century, identifying the parallel paths and interactions in the organization and content of their schools within a broader educational, socio-economic, and ideological context.
women teachers’ education Normal Schools women associations nationalization.
Balkanlar, aynı coğrafi bölge ve devlet sistemi içinde bir arada yaşayan Yunanlılar, Bulgarlar ve Osmanlılar ile uzun bir kültürel ve dini çeşitlilik geçmişine sahiptir. Farklılıklara rağmen sosyal, ekonomik ve kültürel yaşamları iç içe geçmişti. Zamanla bağımsız ve çeşitli ulus devletlerin ortaya çıkmasına neden olan benzersiz ulusal ideolojiler ortaya çıktı. Bu gruplar arasındaki alışverişler Osmanlı döneminden sonra bile ayrılıkçılığın ve milliyetçi tartışmaların arttığı bir dönemde devam etti. Bu dönemde manastır okulları geriledikçe laik-ulusal eğitim sistemlerinin önemi arttı. Bu bize dikkate değer bir sonuca yol açtı. Pedagojik bakış açılarımız, kavramlarımızın sistematik düzenlemesi ve kullandığımız öğretim materyalleri arasındaki önemli kesişimlerin ve temel uyumun altını çizdi. 19. yüzyılda ilk devlet kız okulları ve kadın derneklerinin kurulmasının yanı sıra kadın dergileri ve öğretmenliğin kadın mesleği olarak tanınması da sağlandı. Yunanistan, Bulgaristan ve Türkiye, kadın öğretmenlerin eğitimi ve ulusal ve Batılı burjuva bilincine sahip ilk kadın öğretmenlerin Yunanca konuşan toplumlarda ilk kez ortaya çıkmasıyla öğretmenlik mesleğinin toplumsal olarak tam olarak kabulüne yönelik paralel yollar izlemişlerdir. Bu makale, 19. yüzyılda bu ülkelerdeki kadın öğretmenlerin eğitimini inceleyerek, daha geniş bir eğitimsel, sosyo-ekonomik ve ideolojik bağlam içinde okullarının organizasyonu ve içeriğindeki paralel yolları ve etkileşimleri tespit etmektedir.
kadın öğretmenlerin eğitimi Normal Okullar kadın dernekleri millileştirme.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Eğitim Sosyolojisi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 18 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 15 Kasım 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 7 Sayı: 13 |
This work licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.
Please click here to contact the publisher.