Sağlık hakkı, anayasal bir haktır ve bu çerçevede sağlık hakkına erişimin anayasada yer alan temel ilkelerden sosyal devlet ilkesine de uygun olarak sağlanması beklenmektedir. Ancak gün geçtikçe artan nüfus ve tüm dünyayı etkileyen pandemi süreci de göz önüne alındığında kamu hastanelerinin, mevcut ihtiyacı karşılamakta güçlük çektiği görülmektedir. Bu sebeple özellikle son yıllarda özel kurum ve kuruluşlar, sağlık alanında önemli ölçüde faaliyet göstermeye başlamışlardır. Özel sektörün sağlık alanına dahil olmasıyla birlikte, yataklı teşhis ve tedavi hizmeti veren özel hastanelerin hizmete açılmasında büyük bir artış meydana gelmiştir. Bu artış, özel kurumlar eliyle yönetilen ve ekonomik kâr amacı güden bu hastanelerin üstlendiği sağlık hizmetinin ne şekilde yürütüldüğünün aydınlatılması ihtiyacını da beraberinde getirmiştir. Tıbbî teşhis, tedavi ve müdahale ilişkisinin taraflarından biri genellikle hasta iken diğer tarafı kamu hastanesi veya özel hastane olabilmektedir. Söz konusu tıbbî müdahalenin kamu hastanelerinde yapılması durumunda hastane ile hasta arasında sözleşmeye dayalı bir ilişki değil, bir kamu hukuku ilişkisi ortaya çıkmaktadır. Ancak tıbbî müdahalenin kamu hastaneleri yerine özel hastanelerde yapılması hâlinde karşımıza hastaneye kabul sözleşmesi çıkar. Hastaneye kabul sözlesmesi, hasta veya hastanın kanuni temsilcisi ile özel hastane arasında kurulan bir özel hukuk sözleşmesidir. Bu sözleşme türünde hasta, tıbbî teşhis, tedavi ve müdahale hizmetini almak amacıyla sadece hastaneyle veya hem hastaneyle hem de bu hizmeti yerine getirecek hekimle anlaşma yapmaktadır. Tarafların hakları ve borçları da hastaneye kabul sözleşmesinin türüne göre değişiklik göstermektedir.
Özel hastane hastaneye kabul sözleşmesi hekimlik sözleşmesi tıbbî müdahale tedavi sorumluluk
The right to health is a constitutional right, and in this context, it is expected that access to the right to health will be provided in accordance with the social state principle, one of the basic principles in the constitution. However, considering the increasing population and the pandemic process affecting the whole world, it is seen that public hospitals have difficulties in meeting the current need. For this reason, especially in recent years, private institutions and organizations have started to operate significantly in the field of health. With the inclusion of the private sector in the field of health, there has been a great increase in the opening of private hospitals providing inpatient diagnosis and treatment services. This increase has brought with it the need to clarify how the health services undertaken by these hospitals, which are managed by private institutions and aiming for economic profit, are carried out. While one of the parties to the medical diagnosis, treatment and intervention relationship is usually a patient, the other party may be a public or private hospital. In the event that the said medical intervention is performed in public hospitals, a public law relationship emerges, not a contractual relationship between the hospital and the patient. However, if the medical intervention is done in private hospitals instead of public hospitals, we come across a hospital admission contract. Hospital admission contract is a private law contract between the patient or the legal representative of the patient and the private hospital. In this type of contract, the patient makes an agreement with only the hospital or both the hospital and the physician who will perform this service in order to receive medical diagnosis, treatment and intervention services. The rights and obligations of the parties also vary according to the type of hospital admission contract.
Private hospital hospital admission contract medical practice contract medical intervention therapy responsibility.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | C. 7 S. 13 Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 7 Sayı: 13 |