İnsanoğlunu uzun yıllardır tehdit eden sıtma, Anadolu coğrafyasında rastlanan yaygın hastalıkların başında
gelmekteydi. Özellikle XX. Yüzyılda Anadolu’da meydana gelen savaşlar neticesinde sıtma, birçok bölge
ve şehirde ciddi bir yayılma gösterdi. Söz konusu hastalıkla mücadelede kapsamında Osmanlı Devleti’nin
başvurduğu yöntemlerin başında kinin kullanımı gelmekteydi. Ancak hastalık Cumhuriyetin ilanıyla
kurulan yeni Türk Devletinin de baş etmesi gereken en önemli sağlık sorunlarından olmaya devam
etmiştir. Sıtma, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere cumhuriyetin yönetici kadroları ve halkın
neredeyse tamamının ömrünün bir kertesinde karşılaştığı bir hastalıktı. Mevcut durum nedeniyle
cumhuriyetin ilanından hemen sonra Anadolu’da oldukça yaygın olan sıtma hastalığıyla mücadele için
kapsamlı çalışmalar başlatılmıştır.
Cumhuriyetin ilanından, sıtma mücadele teşkilatının faaliyete başladığı 1929 yılının mart ayına kadar
İstanbul’da sıtma ile mücadele çalışmaları belediye teşkilatı tarafından yürütülmekteydi. Teşkilatın
faaliyete başlamasıyla birlikte uzman personel bünyesinde yürütülen kapsamlı çalışmalar neticesinde sıtma,
İstanbul genelinde kontrol altına alındı. İkinci Dünya Savaşı süreciyle beraber artış gösteren sıtma
hastalığına karşı 1945 yılında ülke genelinde Olağanüstü Sıtma Savaşı başlatıldı. Çalışmamızın odak noktası
cumhuriyetin ilanından sonra kurulan sıtma teşkilatlarından biri İstanbul Sıtma teşkilatının kuruluşu,
teşkilatlanması ve faaliyetlerini içermektedir
Malaria, which has been threatening mankind for many years in the world, was one of the most common
diseases encountered also in the Anatolian geography. Especially as a result of the wars that took place
in Anatolia in the 20th century, malaria seriously spread in many regions and cities there. The use of
quinine was a foremost method among others used by the Ottoman Empire in the fight against this
disease. However, the disease continued to be one of the most important health problems that even the
new Turkish State, established with the proclamation of the Turkish Republic, had to deal with. Malaria
was a disease that the administration of the republic, especially Gazi Mustafa Kemal Atatürk, and almost
all of the Turkish people faced at some point in their lives. Due to the current situation, comprehensive
studies have been initiated to fight against malaria disease, which is quite common in Anatolia that time,
immediately after the proclamation of the republic.
From the proclamation of the republic, malaria control activities were carried out by the municipal
organization in Istanbul until March 1929, when the malaria control organization began its activities.
With the establishment of the organization, malaria was brought under control throughout Istanbul as a
result of extensive work carried out by expert personnel. The Extraordinary Malaria War was waged
across the country in 1945 against malaria, which increased with the Second World War process. The
focus of our study includes the establishment, organization and activities of the Istanbul Malaria
Organization, one of the malaria organizations established after the proclamation of the republic.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Cumhuriyeti Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 12 Mayıs 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 12 Sayı: 1 |
İnönü Üniversitesi Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.