Türkiye’de İslamcılık tartışmalarının Tanzimat’tan itibaren dolaşıma giren “modern” boyutu bir yana bırakılırsa bu meselenin esasında geniş bir tarihselliğe sahip olduğu iddiası yanlış olmaz. Ancak pek çok modern ideoloji gibi İslamcılık da Tanzimat fikriyatının doğurduğu Batı merkezli paradigma kanalıyla tartışılır. Bu kaçınılmaz sonuç, Tanzimat’tan önce İslam hakkında üretilen bilgiye dair bir körlük yaratmanın yanında İslam’la ilgili analizlerin münhasıran seküler-dinî dikotomisinde sıkışmasına da yol açar. Mezkûr açmazın giderilmesi noktasında yakın tarihlerde yayımlanan Thomas Bauer’in Müphemlik Kültürü ve İslâm: Farklı Bir İslâm Tarihi Okuması (2019) isimli kitabı, sunduğu kavramsal ve içeriksel repertuvarla önemli bakışlar sunar. Şarkiyatçı kimliğiyle tanınan Bauer’in ilgi alanını özellikle Orta Çağ tarihi ve müphemlik oluşturmaktadır. Kitabında Orta Çağ olgusunun evrenselliğine meydan okuyan bir çerçeve kuran Bauer’in nezdinde “karanlık çağ” metaforu İslam’la örtüşmez. Bauer, Batı’nın Orta Çağ okumasıyla İslam dünyasının gerçekliği arasında mutlak bir ayrım yaparak müphemlik olgusunu ön plana çıkarır. Müphemlik kültürüne, Avrupa merkezci paradigmanın tedavülden kalkmasında ve daha çoğulcu bir modernleşme tasarımın inşasında kritik bir rol verilmektedir. Bu değerlendirme aynı zamanda Arap Dili ve Edebiyatı uzmanı olan Bauer’in ekseriyetle klasik İslam düşüncesine odaklanan dikkatiyle açığa çıkan görüşleri derlemeye çalışacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları, Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Kitap Tanıtımları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 11 Sayı: 2 |