Bu çalışmada Alman yönetmen Wolfgang Becker tarafından 2003 yılında çekilmiş olan “Good Bye Lenin!” filmi, İtalyan düşünür, siyasetçi ve sosyalist kuramcı Antonia Gramsci’nin hegemonya çözümlemesi bağlamında incelenmiştir. “Good Bye Lenin!”, soğuk savaşın simgelerinden biri olan Berlin Duvarı’nın yıkılmasının ardından meydana gelen toplumsal, siyasal ve ekonomik değişimleri, sosyalizme inanmış bir anne ile oğlu arasındaki ilişki bağlamında ele almıştır. Sosyalist sistemden kapitalist sisteme geçişi gözler önüne seren filmde, her iki sistemin de olumlu ve olumsuz özellikleri işlenmiştir. Gramsci’nin hegemonyası, sivil ve politik toplum ayrımına dayanmaktadır. Toplumu yönetmek için yalnızca baskı ve zorun yeterli olmadığını, kültürel ve ideolojik aygıtların da rıza oluşturmak için kullanılması gerektiğini düşünen Gramsci’nin hegemonya kuramı, rızanın tahakkümü meşrulaştırdığı yönündedir. Filmin görsel, işitsel ve sembolik içerikleri, Gramsci’nin politik toplum-sivil toplum, zor ve rıza araçları, organik aydınlar ve yabancılaşma kavramları çerçevesinde detaylı olarak analiz edilmiştir. Bu bağlamda tüketimin ve onun bileşeni olarak reklamların, bu toplumsal, ekonomik ve siyasal dönüşüm sürecinde kapitalizmin meşruiyetini sağlayan rıza araçları olarak işlev gördüğü sonucuna ulaşılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 19 Mayıs 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 7 Sayı: 12 |
Intermedia International E-journal
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.