Kalıtım, anne ve babadan bireye genetik yolla geçen yetenek ve özelliklerdir. Bu özellikler bireyin yaşamı boyunca sahip olacağı zihinsel yetenek, duygusal denge, fiziksel yapı ve birçok özelliğin alt ve üst sınırını belirlemektedir. Her çocuk belli bir müziksel eğilim ile dünyaya gelir, ancak tüm çocukların müziği eğilimleri aynı düzeyde değildir. Doğuştan gelen bazı özelikler ile algılama düzeyindeki farklılıklar çocuklar arasında bireysel farklılıklara sebep olmaktadır. Müziksel eğilim bu farklılıklara göre geliştirilmektedir. Ancak uygun çevresel koşulların sağlanamaması durumunda bu müziksel eğilimin müziksel bir başarıya dönüşmesi olanaksız hale gelebilmektedir. Yetenek sahibi olmanın doğuştan gelen bir özellik olduğu var sayılırsa, müzik yeteneğinin olması ya da olmamasında yine genetik etkisinin üzerinde durulabilir.
Çocukların doğumla beraber getirdikleri özellikler ve yetenekler, belirli dönemlerde ortaya çıkarak anne ve babalara ipuçları verebilmektedir. Genetik faktörlerin etkisiyle müzikal yeteneğine sahip çocukların erken zamanında tespit edilerek uygun müziksel ortamın yaratılması, çocukların müzikal olarak gelişip yetiştirilmesinde çok önemli rol oynamaktadır.
Bu araştırmada, kalıtımsal faktörlerin insanlardaki müzikal yeteneğe nasıl etki ettiği ve kişilerdeki müzikal gelişimin evreleri saptanmaya çalışılmıştır. Araştırmanın yürütülmesinde literatür taraması ve betimsel durum analizi tekniği kullanılmıştır.
Araştırmanın sonucunda, Müzikal yeteneğin, kişilere göre her yönleriyle bireysel farklılıklar gösterdiği; bu bireysel farklılıkların, kişide aynı derecede ve aynı şekillerde bulunmadığı ancak müzik yeteneğinin kişiye göre farklılıklar gösterse de her insanda belirli oranlarda bulunduğu, müzik algısı olmayan beyinlerin ölçülebilir sinirsel yapılara sahip olmadığı, sinirsel anomalilerin manyetik titreşim imgelerinin analiziyle ortaya çıktıkları, müzik yeteneğin belirmesindeki en önemli dönemin doğumdan sonraki ilk 5.6.7 yaş dönemleri olduğu, algısal sistemin bir müzik parçasının önemli bölümünü kaçırmamak için oluşturulan küçük frekans değişimlerini analiz etmede etkin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Derleme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 20 Ağustos 2020 |
Kabul Tarihi | 28 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 6 Sayı: 2 |
Uluslararası Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Dergisi