Ceza Muhakemesi
Kanunu’nun 254. maddesine göre, kovuşturma evresinde uzlaşmanın sağlanması ve
belirlenen edimin def’aten yerine getirilmesi halinde düşme kararı verilir.
Ancak; edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside
bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararı verileceği düzenlenmiştir. Bundan sonra, edim yerine
getirilirse yine düşme kararı verilecek olmakla beraber yerine getirilmediğinde
açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanacaktır. Uzlaştırma sürecinin
işletilmesi zorunluluğu yargılamanın sonunda ortaya çıkmışsa, herhangi bir
sorun söz konusu değildir. Ne var ki, kovuşturma evresinde uzlaştırmaya
başvurma ihtiyacı, yargılamanın başında veya yargılama devam ederken de ortaya
çıkabilir. Bu durumda, uzlaşma konusu edim yerine getirilmezse, henüz ortada
hüküm olmadığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi
uygun olmayacaktır. Ayrıca geri bırakma kararından sonra denetim süresi
belirlenip belirlenmeyeceği veya sanığa bir yükümlülük yüklenip yüklenemeyeceği
ya da düşme kararı verilmesi için ilgilinin kasten yeni bir suç işlememiş
olmasının aranıp aranmayacağı belirsizdir. Bu hususlar ilk derece mahkemeleri
kadar bölge adliye mahkemelerini de ilgilendirmektedir.
Kovuşturma evresinde uzlaştırma hükmün açıklanmasının geri bırakılması muhakemenin durması
According to the
Article 254 of the Criminal Procedure Code, in case the victim-offender
mediation is finalised successfully and the determined performance is fulfilled
forthright, dismissal of the case shall be rendered. Nevertheless, the law
stipulates that the announcement of the verdict would be deferred, in cases where
the fulfilment of the performance is delayed for a later date, is structured on
an instalment plan or where the performance is continuous. If the performance
is fulfilled following the deferral decision, again, the dismissal of the case
will be rendered, however if it isn’t performed, the verdict will be announced.
If the necessity to run the procedure of mediation arises at the end of the
judgment, there won’t be an issue. However, the necessity to apply to mediation
can also arise in the beginning of the judgment or during the judgment. In such
cases, if the performance is not fulfilled, it wouldn’t be appropriate to defer
the announcement of the verdict given that there is not any verdict yet.
Furthermore, it is unclear whether after the deferral, a probation period is to
be specified or whether an obligation will be ordered for the accused or
whether, in order to render the dismissal of the case, it is required to make
sure that a new intentional crime has not been committed. Above-mentioned issues
concern regional courts as well as the courts of first instance.
Mediation in prosecution phase deferral of the announcement of the verdict stay of the proceedings
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2018 |
Gönderilme Tarihi | 17 Ocak 2018 |
Kabul Tarihi | 31 Ocak 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 9 Sayı: 1 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.