Öz
Bertrand Russell, 1917 ve 1921 yıllarında yazdığı kitaplarda, uluslararası düzeyde eşitsizliği, şiddeti ve uluslararası hukukun etkisizliğini ortadan kaldırmak için öneriler sunmuş; işaret ettiği sorunlara, idealist çözümler aramıştır. Russell’a göre, dünya coğrafyasına eşit dağılmamış hammadde ve kaynakların, uluslararası düzeyde eşitsizlik ve şiddet yaratmadan, devletlerin ihtiyaçlarını karşılayabilmesi ancak uluslar üstü organizasyonlar tarafından sağlanabilir. Devletler, ortak savunma ve kaynak politikaları geliştirmek üzere, egemenliklerini uluslar üstü organizasyona devretmeli; böylece dünya, kendine yetecek bloklara ayrılmalı; bloklar, diğeri için tehdit yaratmayacak güç ve dengede olmalıdır. Böylece çatışmaların ekonomik nedenleri ortadan kalkacak, uluslararası ilişkilere/hukuka duyulan ihtiyaç son bulacaktır. Anılan tezin günümüz anayasa hukuku paradigmasındaki karşılığının, ortak kaynak ve savunma konularında yasama ve yürütme egemenlik yetkilerinin güvenceli bir sistemle devredildiği “federal devlet” yapılanması olduğu ifade edilebilir. Çalışmada Russell’ın, dünyanın Amerika, Asya, Avrupa olmak üzere üç büyük bloka ayrılacağı öngörüsü incelenmiş; günümüzde NAFTA, USMCA, FTAA, AB, ŞİÖ, ASEAN gibi birliklerden oluşan blokların güç ve kaynak dengesinde oynadıkları rol üzerinde durulmuştur. Russell’ın tezlerinin organik ve fonksiyonel yönlerden günümüzde bulduğu karşılığın, uluslararası hukukun etkisizliğini ortadan kaldırmadığı sonucuna ulaşılmıştır.