Although the European Union (EU), which is a unique model of integration in terms of its structure
and operational characteristics, is not a state, it frequently fulfils sovereignty-based functions of the
states. Diplomacy as one of the most important symbols of state sovereignty is one of them. The EU not
only uses diplomacy but also develops it in a very unique structure as well. The EU diplomacy, which is
closely related to the international actorness of the EU, has begun to be structured and institutionalized
with the Maastricht Treaty. However, with the innovations of the Treaty of Lisbon, which entered
into force on 1 December 2009, the EU diplomacy has gained a new ground. The European External
Service (EEAS), which was decided to be established by the Treaty of Lisbon as the EU’s diplomacy
institution, is a challenge of the EU to the traditional state diplomacy which can also be called as
Westphalian diplomacy. However, even though there have been modifications and transformations in
the EU diplomacy over the last sixty years to adapt it to the changing global diplomatic developments,
national diplomatic systems continue to dominate the EU. This study will discuss to what extent the
EU’s diplomatic system diverges from the traditional state-centred diplomacy and how the national
diplomacies can still remain as the dominant systems in the EU’s diplomatic framework. The aim of
the study is not to evaluate the performance of the EEAS since its foundation. Rather, this study aims to
reveal how the EU diplomacy has been shaped in the light of the changing global diplomatic system of
the twenty-first century and to discuss the diplomatic structure and understanding of the EEAS as the
EU’s diplomatic actor. Since it is the tenth anniversary of the entry into force of the Treaty of Lisbon, it
is important to recallr the issue and re-evaluate the EU’s diplomatic evolution.
European Union Diplomacy European External Action Service Foreign Policy Global Diplomacy
Yapısı ve işleyiş özellikleri itibariyle kendine özgü bir bütünleşme modeli olan Avrupa Birliği (AB)
bir devlet olmamasına rağmen devlet egemenliğinin en önemli sembollerinden biri olan diplomasiyi
hem kullanmakta hem de kendine özgü bir yapıda geliştirmektedir. AB’nin uluslararası aktörlüğü ile
yakından ilgili olan AB diplomasisi Maastricht Antlaşması ile yapısallaşmaya ve kurumsallaşmaya
başlamışsa da 1 Aralık 2009 tarihinde yürürlüğe giren ve AB’nin uluslararası aktörlüğünü güçlendiren
Lizbon Antlaşması’nın getirdiği yenilikler neticesinde yeni bir zemin kazanmıştır. Antlaşma ile AB’nin
diplomatik birimi olarak kurulması kararlaştırılan Avrupa Dış Eylemler Servisi (ADES), AB’nin
Vestfalyan diplomasi olarak da adlandırılabilecek geleneksel diplomasiye bir meydan okumasıdır.
Ancak, geçen altmış yılı aşkın zaman diliminde küresel gelişmelere uyum adına diplomasi anlayışında
değişiklikler yapılmış olsa da ulusal diplomatik sistemler AB içindeki baskınlığını sürdürmektedir.
Bu çalışmada AB’nin Lizbon Antlaşması ile oluşturulmaya çalışılan diplomatik sisteminin ne
ölçüde geleneksel devlet merkezli diplomasiden ayrıldığı ve nasıl ulusal diplomasilerin hâlâ egemen
sistemler olarak varlıklarını devam ettirdiği tartışılacaktır. Çalışmanın amacı, ADES’in kurulduğu
günden itibaren gösterdiği performansı değerlendirmek yerine yirmi birinci yüzyılda değişen küresel
diplomatik sistemin ışığında, AB diplomasisinin nasıl şekillendiğini ve AB’nin diplomatik aktörü
olarak ADES’in diplomasi anlayışını ve yapısını ortaya koymaktır. Lizbon Antlaşması’nın yürürlüğe
girişinin onuncu yıl dönümü olması sebebiyle konuya tekrar dikkat çekmekte ve AB’nin diplomatik
gelişimini tartışmakta fayda olduğu düşünülmektedir.
Avrupa Birliği Diplomasi Avrupa Birliği Diplomasisi Dış Eylemler Servisi Dış Politika Küresel Diplomasi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | International Journal of Political Science & Urban Studies |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Eylül 2019 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mart 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 7 Sayı: 2 |