The minds of the Enlightenment and the French
Revolution brought great changes in the lives of the Jews in Europe, gave them
important rights like citizenship, and this led them to consider the Jews to be
part of the nation they were citizens for the first time. Reform Jewry which
emerged in Germany in the 18th century, spreading rapidly to European countries
and making significant progress in America, has attempted to create an opinion
of Judaism that is compatible with modern Europe by changing traditional
religion. At this point, the movement in the first place, with a sensitivity to
reforms of religious practices and discourses that emphasized national
identity, expressed Jewishness as a religious belief, devoid of national
identity. Reforms, such as the refusal to use Hebrew as the language of prayer,
Christ, return to the Holy Land, the reinterpretation of exile and chosen
nation rhetoric, and the transfer of the Sabbath from Saturday to Sunday be
considered in this context. Language reform of the Reform Jews they left behind
their identity, and the identity of the German nation was an indication that
they accept the culture. Likewise, the Messiah (mashiach), the exiled, the
elected nation, and the Holy Land expressions were the basic rhetoric of
traditional belief. For the Jews who had adopted the German nation, hoping to
establish a "Jewish State" in the future was no longer possible to
accept that the Jewish race was superior to the other races. For this reason,
traditional rhetoric and religious rituals based on them have lost meaning to
the reformed Jews. The Pittsburgh Platform, which explains the ideology of the
reform movement, has clearly rejected that returning to the Holy Land, which is
the basis of traditional Jewish belief and the Messiah by denying the racial,
national identity of the Jews and stated that and that "Judaism"
meant only religious belief.
However, during the period from the Pittsburgh
Platform in 1885 to the Columbus Platform in 1937, negative events in Europe
and especially in Russia caused Jews to migrate to America. After this stage,
America has become an environment where Jews can express their national
identity, and the attack on national values in Europe pushes the Jews to
possess the national values in America. With the influence of the new
"eastern" Jews, the national values that reform rejected began to
gain importance, and the reform movement began to lose ideological confidence.
In this case, the Reform movement created the 1937 Columbus Platform,
advocating the idea of returning to national values and holy lands, preferring
to approach the traditional line instead of opposing Zionist ideas. The work
dealt with the development of Reform Jewry through the editorial organs of the
reformist Jews, platform notifications and personal studies, and the
conflicting decisions of the two platforms, collected within a short period of
fifty years. Then analyzed the effects of periodic and political developments
on the transformation of reform Jewish in the context of cause-effect
relations.
Reform Judaism Pittsburgh Platform Columbus Platform Holy Land Zionism
Aydınlanma ve Fransız Devrimi’nin yaydığı
düşünceler Avrupa’daki Yahudilerin yaşamında büyük değişiklikler meydana
getirmiş, onlara vatandaşlık gibi önemli haklar kazandırmış ve bu durum
Yahudileri ilk kez vatandaşı oldukları ulusun bir parçası olarak görmeye
itmiştir. 18. Yüzyılda Almanya’da doğan, kısa sürede Avrupa ülkelerine yayılan
ve Amerika’da büyük bir gelişme kaydeden Reform Yahudiliği, geleneksel dini
yapıyı değiştirmek suretiyle modern Avrupa’ya uyumlu bir Yahudilik anlayışı
oluşturmaya çalışmıştır. Hareket ilk etapta, ulusal kimliği vurgulayan dini
uygulama ve söylemlere yönelik reformların üzerinde hassasiyetle durmuş ve
Yahudiliği ulusal kimlikten yoksun sadece bir dini inanç olarak tanımlamıştır.
Dua dili olarak İbranicenin kullanımının reddedilmesi, Mesih, Kutsal Topraklara
dönüş, sürgün ve seçilmiş millet söylemlerinin tekrar yorumlanması ve Şabat’ın
cumartesiden pazara alınması gibi reformlar bu bağlamda düşünülmelidir. Buna
göre, reformcu Yahudilerin yaptıkları dil reformu kendi kimliklerini geride
bırakarak, Alman ulusunun kimliğini ve kültürünü kabul ettiklerinin bir
göstergesiydi. Alman ulusunu benimsemiş Yahudiler için, gelecekte bir “Yahudi
Devleti” kurulmasını ümit etmek, Yahudi ırkının diğer ırklardan üstün olduğunu
kabul etmek artık olanaksızdı. Bu sebeple geleneksel söylemler ve bunların
üzerine kurulmuş olan dini ritüeller reformcu Yahudilerce anlamını yitirmiş
oldu. Reform hareketinin ideolojisini ortaya koyan Pittsburgh Platformu net bir
şekilde geleneksel Yahudi inancının temelini oluşturan Kutsal topraklara dönme
ve Mesih inancını reddetmiş, Yahudilerin ırksal, ulusal kimliğini dışlayarak
“Yahudilik”ten kastedilenin sadece dini inanç olduğunu belirtmiştir.
Ancak 1885 Pittsburgh Platformu’ndan 1937 Columbus Platformu’na kadar
geçen süre zarfında Avrupa ve özellikle de Rusya’da yaşanan olumsuz olaylar
buradaki Yahudilerin Amerika’ya göç etmesine neden olmuştur. Bu aşamadan sonra
Amerika, Yahudilerin ulusal kimliklerini açıkça ifade edebildikleri bir ortam
haline gelmiş, Avrupa’da ulusal değerlere saldırı, Amerika’da Yahudileri ulusal
değerlerine sahip çıkmaya itmiştir. Yeni gelen “doğulu” Yahudilerin etkisiyle,
reformun reddettiği ulusal değerler yeniden önem kazanmaya başlarken, reform
hareketi ideolojik anlamda güven kaybetmeye başlamıştır. Bu durumda Reform
hareketi Siyonist fikirlere karşı gelmek yerine geleneksel çizgiye yaklaşmayı
tercih ederek, ulusal değerleri ve kutsal topraklara dönüş fikrini savunan 1937
Columbus Platformunu ortaya çıkartmıştır. Çalışma reformcu Yahudilerin yayın
organları, platform bildirileri ve şahsi çalışmaları yoluyla Reform
Yahudiliğinin gelişimini ve elli yıl gibi kısa bir süre içerisinde toplanan iki
platformun birbiriyle çelişen kararlarını ele almıştır. Ardından dönemsel ve
siyasi gelişmelerin reform Yahudiliğinin değişimine etkisini sebep-sonuç
ilişkisi bağlamında analiz etmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 2 |