2019 ve 2020 yılları arasında baş gösteren COVID-19 pandemisi de turizm endüstrisinin en kırılgan unsuru olan insan faktörünü hedef almış, endüstri üzerinde oldukça ciddi ekonomik kayıplar yaratmıştır. Turizm talebinin elastik olması sebebiyle Olası bir hayati tehlike durumunda insanların kolaylıkla vazgeçebileceği olaylardan birinin turizm olduğu bilinmektedir. Virüs neticesinde turizm endüstrisinin 2. Dünya savaşından bu yana ilk kez durma noktasına gelmiş olması, ekonomisinin önemli bir kısmını turizmden sağlayan birçok ülke gibi Türkiye için de olumsuz sonuçlar doğurmuştur. Araştırma kapsamında düzenli ekonomik gelire sahip olup, her yıl düzenli olarak tatil yapan kişilerle Whatsapp ve Skype üzerinden 50 katılımcı ile yarı yapılandırılmış mülakat tekniği ile görüşülerek veriler toplanmış ve içerik analizine tabi tutulmuştur. Araştırmanın sonucunda; yerel turistlerin “çoğunlukla” rezervasyonlarını iptal ettikleri ve 3-6 ay arası bir süreç içerisinde tatil amaçlı herhangi bir harekette bulunmayacakları saptanmıştır. Katılımcılar, aşı veya benzeri bir çözümün halen var olmadığını, yaşanabilecek 2. Bir dalganın farkında olduklarını belirtmişlerdir. 2020 yılının yaz aylarında tatil yapmak istemediklerini, tatil yapacak kişilerin ise mümkünse insanların çok az, sosyal mesafenin yüksek olduğu, yazlık, bungalow, yayla gibi seçenekleri değerlendirecekleri tespit edilmiştir.
Zaman ayırdığınız ve emek harcadığınız için "sizlere" şimdiden teşekkür ederim. Saygılarımla.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 17 Haziran 2020 |
Kabul Tarihi | 25 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 19 Sayı: 37 - Bahar (Covid19-Özel Ek) |