The Qur’an, which is revealed as a verbal-linguistic address, has revealed a new way of thinking parallel with the language system used by the interlocutor audience and the possibilities of this language. In order to actualize this address-addressee dialectic, it took into account the perceptions and concepts of the society it was revealed to and formed a common world view formed by the values of the society such as language, faith, culture, and history. In addition, it actualized the most beautiful transformation and change of the mindset by using the Qur’anic Style, namely, the Uslubu’l-Qur’an, which is the language’s own style of expression, verse, and language form. This study aims to identify the main subject of Surat Al-Infitar by taking into account the methods special to Uslubu’l-Qur’and offered as a linguistic method of understanding the Qur’an, and the relationship between the interlocutors and the environment they are in and explain the way this subject is expressed. In this sense, our study strives to see the constructional structure that plays a role in manifesting and turning the warning expressions for doomsday ‒like the sky will break apart, the stars will fall‒ into action mostly “here‒now” as a part of the Qur’anic style and deal with the surah in this framework. In this context, the surah talks about the cosmic changes that took place during the events of the doomsday which transforms into kalami action through Allah’s taqwini laws and turns this action into morality. In this sense, the verses ultimately emphasize “the coming of the revelation, its possibility, and its nature” through the reality of the change in the cosmic structure.
Sözlü–dilsel bir hitap olarak nazil olan Kur’ân-ı Kerîm, muhatap kitlenin kullandığı dil sistemine ve bu dilin imkanlarına paralel olarak yeni bir düşünme biçimi ortaya koymuştur. Bu hitap-muhatap diyalektiğini gerçekleştirmek için, indiği toplumun algı ve tasavvurlarını dikkate almış ve bu meyanda toplumun dil, inanç, kültür, tarih gibi değerlerinden teşekkül eden ortak bir dünya görüşü oluşturmuştur. Bunun da ötesinde kişinin, zihniyet ve kimliğinin en güzel dönüşüm ve değişimini bu dilin kendine has anlatım tarzı, nazmı ve dil formu olan Kur’ânî üslubunu kullanarak gerçekleştirmiştir. Bu çalışma, Kur’an’ı anlamada dilbilimsel bir yöntem olarak teklif edilen Üslûbu’l-Kur’ân’a özgü metotlar ile din dilinin cümle yapısı itibariyle haber‒inşa formlarının çoğu zaman sürecin akışı içerisinde birinin bir diğerini kapsayıcı/kuşatıcı üslubu ışığında muhataplar arasındaki ilişkiyi ve içinde bulundukları ortamı dikkate alarak İnfitâr Sûresi’nin ana konusunu tespit ve bu konunun anlatım biçimini izah etmeyi amaçlamaktadır. Bu anlamda çalışmamız, kıyamete dair ‒gökyüzünün yarılacağı, yıldızların döküleceği gibi‒ ihbârî ifadelerin geleceğe dönük kıyamete dair bir bilgilendirmeden öte çoğu zaman ‘şimdi–burada’ tecelli etmesinde ve eyleme dönüş(tür)mesinde rol oynayan inşâî yapısını dikkate almaktadır. Dolayısıyla çalışma, ilahi kelamın kendine has dil yapısı ve Kur’ânî üslup çerçevesinde bir bütün olarak sûreyi ele almaya gayret etmektedir. Bu bağlamda sûre, Allah’ın tekvinî/kevnî yasaları üzerinden kelâmî eyleme dönüştüren ve bu eylemi de ahlaka çeviren kıyamet hadiseleri esnasında gerçekleşen kozmik değişikliklerden bahsetmektedir. Adeta sûrede, kozmik yapıdaki değişikliğin meydana gelmesindeki gerçeklik üzerinden “vahyin gelişine, imkanına ve tabiatına” vurgu yapılmakta ve nihayetinde “hesap bilinci ile ahiret” anlayışı oluşturulmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Mart 2020 |
Gönderilme Tarihi | 27 Ocak 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 10 Sayı: 1 |