Tekstil, tarih öncesi dönemlerde bitki saplarının ve yapraklarının kullanımıyla başlamış, Neolitik dönemde de koyun ve keçinin evcilleştirilmesi sonucunda yün elyafı ile tanışmıştır. Keçe, yeryüzünde bilinen en eski tekstil yüzeyidir. İlk defa nasıl yapıldığı ve kullanıldığı hakkında kesin veriler olmamasına rağmen; kullanımına ait en eski yazılı belge Homeros’un ‘İlyada’ adlı eserindedir. Geçmişten günümüze kullanım alanları nedeniyle de keçe, her zaman günlük yaşamın bir parçası olarak varlığını sürdürmüştür. Bir dönem için kullanım alanları azalan keçenin; birçok çeşidi günümüzde turistik, hediyelik eşya üretiminin dışında tekstil ve moda tasarımı alanında da başrolü oynamaktadır.
Tekstil/Lif sanatında yeni bir gelişme olarak beliren ve giderek benimsenen Giyilebilir Sanat (Wearable Art) hareketi tanımlanmakta ve bu alanda giyinmenin örtünme ihtiyacının ötesine geçişi olarak yorumlanmaktadır. Giyilebilir Sanat hareketinde birey-giysi ilişkisinde fikir, duygu, heyecan ve form bileşiminin giysilere aktarıldığı üzerinde durularak tekstillerin elle tutulur, dokunulabilir ürünlere dönüştüğü sonucuna varılmaktadır.
Bu çalışmada, geçmişten günümüze keçe sanatının, Türk kültürü içindeki yerinin ve öneminin belirtilmesi, Keçenin insan sağlığı açısından önemi de düşünülerek keçe üzerine farklı yüzey düzenleme teknikleri uygulayarak, giyilebilir sanat ürünlerinin tasarlanması amaçlanmaktadır.
Bölüm | Görsel ve Plastik Sanatlar / Visual and Plastic Arts |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2016 |
Gönderilme Tarihi | 13 Ağustos 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 6 Sayı: 13 |