One of the most emphasized subjects of the current educational approach is the value of education. When value is taken as a concept, the first thing that becomes apparent, before all, is the fact that “content of meaning” is created in the mind towards an object. That is the first thing that comes forward in the human-object relationship. Today, the relationship between humans and objects constitutes the content of value systems, even though it is surrounded by problematic areas such as reification and objectification. From this point of view, the creation of values is directly related to understanding the relationships and processes which link the human-object relationship. The realization of values such as sharing, friendship, modesty, and generosity are as important as understanding the process of the changing presence of values. As a breaking point for the interpretation of value shifts and alterations, the name of Ömer Seyfettin emerges at the beginning of 20th century. Just as the refinement of concepts around “National Literature,” “New Language,” and “National Economics” developed a new understanding from the beginning of 20th century until the emergence of the Republic, “National Education” should be viewed in such a manner in today’s terms. This point of time can also be considered as a “value shifting period” with the contribution of uncertanity that originated from institutional change. As the most important storyteller of the “breaking period,” Ömer Seyfettin is discussed in this article in order to understand the process of a change in values, which is to be instructed in education, based upon the human-object relationship.
Günümüz eğitim yaklaşımlarının üzerinde en çok durduğu konulardan birisi de değerler eğitimidir. Değer, bir kavram olarak ele alındığında karşımıza çıkan, her şeyden önce insan nesne ilişkisinde, insanın nesneye dair zihninde oluşturduğu anlam içeriğidir. Bugün şeyleşme, nesneleşme gibi problemli alanların içinde kalan insanın nesne ile ilişkisi, değerler dizgesinin de içeriğini oluşturmaktadır. Bu açıdan bakıldığında toplumsal değerlerin inşası, öncelikle bu değerlerin bağlı olduğu insan nesne ilişkilerini ve bunun değişim sürecini anlamakla doğrudan ilgilidir. Paylaşma, dostluk, kanaat, fedakârlık ve benzeri değerlerin kazandırılması süreci kadar bu değerlerin başka değerlere tedavülü sürecini anlamak da önem arz etmektedir. Değer değişimlerinin anlamlandırılması için bir kırılma dönemi olarak 20. yüzyılın başında Ömer Seyfettin ismi karşımıza çıkmaktadır. 20. yüzyılın başından Cumhuriyet’e uzanan dönemde nasıl ki “Milli Edebiyat”, “Milli İktisat”, “Yeni Lisan” gibi kavramlaştırmalar etrafında yeni bir anlayış geliştirilmişse günümüzdeki anlamıyla “Milli Eğitim” ifadesine de bu dönem ışığında bakmak gerekmektedir. Bu dönem aynı zamanda kurumsal değişimin ortaya çıkardığı belirsizlikten istifadeyle birlikte bir değer değişim süreci olarak da ele alınabilir. Bu yüzden eğitimde kazandırılmak istenen değerlerin insan nesne ilişkileri üzerinden değişim sürecini anlamak için kırılma döneminin en önemli hikâyecisi olan Ömer Seyfettin makalede ele alınmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 12 Ekim 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 58 Sayı: 2 |