Dress has a symbolic value and meaning that can be an indicator of the civilization, identity, political preferences, position or economic status of the person. Although this decisiveness is sometimes misleading as there is a relative uniformization of dress-clothing with globalization, it can be said that the sharpest distinction is seen through dress-clothing in periods and countries where civilizations are separated from each other by sharp lines. Especially in traditionalist societies that resist change, clothing preserves its symbolic value and meaning as a taboo. The most important garments that carry a symbolic meaning and value, at least in the late 19th and early 20th centuries that this article is about, are undoubtedly the headdresses. Attempts to change the headlines were actually seen as symbols of radical changes and a sign of obedience to power.In this article, we will try to determine the perception, meaning and values of the turban worn by the madrasians and Sufists, the fez, the headdress of the Muslim Ottoman community, the kalpak used by the supporters of the Kuvveyi Milliye, and the hat taken from the West in the Turkish society based on literary works.
Kılık-kıyafet kişinin mensup olduğu medeniyetin, kimliğinin, siyasi tercihlerinin, mevkiinin veya ekonomik durumunun göstergesi de olabilecek sembolik bir değere ve anlama sahiptir. Küreselleşmeyle birlikte kılık-kıyafette nispi bir tek tipleşmeye doğru gidildiğinden bu belirleyicilik kimi zaman yanıltıcı olsa da, medeniyetlerin keskin çizgilerle birbirlerinden ayrıldıkları dönemlerde ve ülkelerde, denilebilir ki, en keskin ayrım kılık-kıyafet üzerinden görülür. Özellikle gelenekçi, değişime direnen toplumlarda giyim, tabu olarak sembolik değer ve anlamını korur. Sembolik bir anlam ve değer taşıyan, en azından bu makalenin konu edindiği 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyılın başlarında, en önemli giysi ise şüphesiz ki başlıklardır. Başlıkların değiştirilme girişimleri aslında radikal değişimlerin birer sembolü ve iktidara itaatin göstergesi olarak görülmüştür. Kimliğin, zihniyetin, statünün ve dinin sembolü olarak görülen başlıklar zihniyet değişiminin hem en sancılı süreci olmuş; hem de en belirgin göstergesi olarak toplumsal yaşama ve edebi eserlere yansımıştır.Bu makalede, edebi yapıtlardan hareketle medreselilerin ve mutasavvıfların sardığı sarık, Müslüman Osmanlı halk topluluğunun başlığı olan fes, Kuvâ-yı Milliye taraftarlarının kullandığı kalpak ve Batı’dan alınan şapkanın Türk toplumundaki algısı, anlam ve değerleri belirlenmeye çalışılacaktır. Makale, festen şapkaya geçişi yaşayan edebiyatçıların eserleriyle sınırlandırılmış, ele alınan yazarların bu değişimin izlerini taşıyan değerlendirmeleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Makalenin amacı edebiyat sosyolojisi yönteminden hareketle toplumun şapka karşısındaki reaksiyonlarının nedenlerini belirleyebilmektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Temmuz 2021 |
Gönderilme Tarihi | 21 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 61 Sayı: 1 |