Edebiyat ve sosyoloji, insanı ve toplumu anlamaya, anlatmaya çalıştığı için birçok ortak yönü olan farklı iki disiplindir. Edebiyat sosyolojisi de, sosyal şartlar ile edebî çalışmalar arasındaki ilişkileri inceleyen bir edebî çalışma alanıdır. Toplum hayatını yansıtan bir edebî tür olan romanın konularından biri de dilenme ve dilenciliktir. İnsanlık tarihi kadar geçmişi olan ve her toplumda küçük farklılıklar dışında benzer özellikler gösteren dilencilik, zaman içinde devletlerin aldığı önlemler, ekonomik şartların iyileşmesi ile azalma göstermişse de hep var olagelmiştir. Bu çalışmanın amacı sosyal bir gerçeklik olan dilenciliğin/ dilencilik meselesinin romancılar tarafından nasıl ele alındığını örneklendirmektir. Çalışmada dilencilik meselesinin daha iyi anlaşılması için dilenciliğin tarihî geçmişine ve arka planındaki sosyolojik, dini zeminine değinildikten sonra, dilenciliği romanının ana eksenine oturtan, toplumu çok iyi gözlemlediğini düşündüğümüz iki romancının eseri üzerinde durulmuştur. Ana konuları dilenme ve dilencilik olan romanlardan ilki Osmanlı’nın son yıllarında kaleme alınan Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Hayattan Sayfalar (1919)’ı ile ikincisi ise Reşat Nuri Güntekin’in Miskinler Tekkesi (1946)'dir. Çalışmada edebiyat sosyolojisi bağlamında her iki roman üzerinden dilenci tipleri, mekânsal tercihleri, halkın dilencilere bakışı gibi yönler incelenmiştir.
Hüseyin Rahmi Gürpınar Hayattan Sayfalar Reşat Nuri Güntekin Miskinler Tekkesi dilenci
yok
yok
Literature and sociology are two distinct but interrelated disciplines that share many similarities in their quest to comprehend and explain human beings and society. Literary sociology is a branch of literary research that examines the relationships between social conditions and literary works. One of the subjects in novels reflecting social life is begging and beggary, an age-old social practice that exhibits comparable traits in all societies with few exceptions and that has always existed despite increasing or diminishing over time in response to state actions, changes in economic situations, and other factors. This study aims to show how authors deal with the issue of begging as a social reality. In order to better grasp the issue of begging, this article discusses the sociological, historical, and religious contexts before focusing on the works of two novelists who made strong social observations by having begging be the main focus of their works. The first one is Hüseyin Rahmi Gürpınar’s (1919) Hayattan Sayfalar [Pages from Life], penned in the last years of the Ottoman Empire, and the second one is Reşat Nuri Güntekin’s (1946) Miskinler Tekkesi [Lodge of the Lazy]. This study analyzes aspects such as the typology of beggars, places where they beg, and the public perception of beggars in both novels by drawing on the insights of literary sociology.
Hüseyin Rahmi Gürpınar Hayattan Sayfalar Reşat Nuri Güntekin Miskinler Tekkesi beggar
yok
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Dili ve Edebiyatı (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Proje Numarası | yok |
Yayımlanma Tarihi | 26 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 16 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 63 Sayı: 1 |