This study examines the US approach to the Capital Tax. The Capital Tax, introduced by a law enacted on November 11, 1942, targeted the non-Muslim minority living in the country. This situation caused a negative reaction in many countries. The United States was one of these countries. The US government, closely following the developments in Turkey through its embassy, was uncomfortable with such a tax targeting non-Muslims. This discomfort was delivered to the Turkish government through Turkey’s ambassador to Washington. However, the US did not want to be in a position seen as interfering in the internal affairs of Turkey. The US chose not to have direct contact with the Turkish government in a way that could negatively affect their relations. However, the US Embassy pursued an active policy in order to defend the rights of US citizens and the companies in Turkey adversely affected by the tax. For this purpose, the US Embassy presented notes of protest to the Turkish government. Similarly, the responses of other countries to the Capital Tax were followed by the Embassy and forwarded to Washington. In this study, the US approaches to the Capital Tax, which affected the Turkey-US relations negatively, have been examined in detail in the light of archive documents.
Bu çalışma ABD’nin Varlık Vergisi’ne yaklaşımını incelemektedir. 11 Kasım 1942 tarihinde çıkarılan bir yasa ile uygulamaya konulan Varlık Vergisi ülkede yaşayan gayrimüslim azınlığı hedef almıştır. Bu durum birçok ülkenin tepkisini çekmiştir. ABD de bu ülkelerden birisi olmuştur. Türkiye’deki büyükelçiliği vasıtasıyla gelişmeleri yakından izleyen ABD hükümeti, gayrimüslimleri hedef alan böyle bir vergiden rahatsızlık duymuştur. Bu rahatsızlığını Türkiye’nin Washington Büyükelçisi üzerinden Türk hükümetine iletmiştir. Ancak ABD, Türkiye’nin içişlerine karışır bir pozisyonda görünmemeye de dikkat etmiş ve konu ile ilgili Türk hükümetinin tepkisini çekebilecek bir şekilde doğrudan bir temasta bulunmamayı tercih etmiştir. Varlık Vergisi’nden olumsuz etkilenen Türkiye’deki ABD vatandaşlarının ve şirketlerinin haklarının savunulması konusunda ise ABD Büyükelçiliği aktif bir politika izlemiş ve gerekli gördüğü durumlarda Türk hükümetine protestolar sunmuştur. Yine aynı şekilde diğer ülkelerin Varlık Vergisi’ne göstermiş olduğu tepkiler Büyükelçilik tarafından takip edilerek Washington’a iletilmiştir. Türkiye-ABD ilişkilerinde olumsuz bir havanın oluşmasına neden olan Varlık Vergisi’ne ABD’nin yaklaşımı, arşiv belgeleri ışığında hazırlanan bu çalışmada detaylı bir şekilde incelenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 36 |