Seismic events have a pattern of recurrence in magnitude,
time and space. Considerable effort is being spent to identify seismic patterns
and successfully predict future earthquakes by using the recognized patterns.
As a result of these intensive efforts, a variety of methods has been proposed.
As the knowledge and experience in the field accumulated in parallel to the
variety of the methods proposed, it was deemed necessary to test the
performance of some of the highlighted methods, especially considering the wide
reception of methods utilizing spatially smoothed seismicity (SSS), pattern
informatics (PI) and Relative Intensity (RI). The performance of these methods
in the prediction of future earthquakes has been selected for investigation.
The investigated area is the region bounded by 270-330 in longitudes
and 39.80-410
in latitudes, well known for the North Anatolian Fault.
The period of coverage has been selected such as to maximize the length with
the minimum magnitude of completeness. As a result of such optimization, the
period from 1973 to 2019 has been selected with minimum magnitude of
completeness being determined as 3.8. In order to measure the relative
performance of the methods, relative operating characteristic (ROC) analysis has
been utilized. The method based on SSS has been adapted to the related ROC
procedures, while the results of PI and RI methods are already suitable for the
evaluation by ROC procedures.
After the analysis was completed, according to the ROC
procedures, none of the methods were singled out in forecast performance. However,
when the ratio of hits versus total alarms and the area covered by the alarms,
PI method outperforms two other methods by its efficiency.
Sismik hareketlerin büyüklük, zaman ve oluşum yerleri
bağlamında, tekrarlama desenlerine sahip olduğu varsayılır. Sismik desenlerin
belirlenerek geleceğe yönelik tahminlerin başarılı biçimde yapılabilmesi
uğrunda dikkate değer ölçüde çaba harcanmıştır. Bu çabaların sonucu olarak,
birçok yöntem geliştirilmiştir. Geliştirilen yöntemlerin çeşitliliği bağlamında
bilgi ve deneyim artışı süregelmiş ve özellikle çoğunlukla kabul gören
yöntemlerden, düzleştirmeye dayalı yöntemler (spatially-smoothed seismicity), desen bilgi (pattern informatics) ve
göreli yoğunluk (relative
intensity) yöntemlerinin yeni verilerle denenmesi gerekli
olmuştur. Bahsi geçen yöntemler, deprem tahmin performansları açısından
incelenmek üzere seçilmiştir.
İnceleme alanı 270-330 boylam ve
39.80-410 enlemleri arasında kalan, Kuzey Anadolu Fay
Hattı ile ünlü bölge olarak belirlenmiştir. Geçmiş verilerin seçilmesi
sırasında tamlık ölçütlerini sağlayan ve aynı zamanda en uzun dönemi kapsayacak
şekilde belirlenmiştir. Bu kapsamda yapılan analiz sonucuna göre, tamlık
ölçütünü sağlayan en küçük deprem büyüklüğü 3.8 olarak bulunmuş, tamlık
ölçütlerine uyan dönem ise 1973 ile 2019 yılları arasında kalan dönem olarak belirlenmiştir.
Tahmin yöntemlerinin başarısı ise göreli işletim ölçütü (ROC) analizi
kullanılarak değerlendirilmiştir. Düzleştirme yöntemi uygulamaları ROC veri
girdisi formatına göre uyarlanmış olup, PI ev RI yöntemleri is halihazırda ROC
girdilerine uygun olarak veri üretmekte olduğundan herhangi bir uyarlamaya
gerek kalmamıştır.
Çözümlemeler sonucunda, ROC değerlendirmeleri sonucunda
yöntemlerden hiçbirisi öne çıkmamış ancak, başarılı tahminlerin toplam
tahminlere ve tahminlerin kapladıkları alanlara göre değerlendirmesi sonucunda
PI yönteminin diğer iki yönteme göre daha verimli bir yöntem olduğu
belirlenmiştir.
Örüntü bilişim göreli yoğunluk deprem tahminleri kuzey anadolu fay hattı
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Mühendislik |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 32 Sayı: 2 |