Türkiye’de, 1930’lu yıllarda kamu kurumlarında usta çırak ilişkisi olarak başlayan sondör eğitimi, ilerleyen yıllarda ülkemizin köklü kamu kurumlarındaki sondör ihtiyacını da karşılamak için kurum içi mesleki eğitim ve kurslarla devam etmiştir. 90’lı yıllara gelindiğinde ise hem kamu hem de özel sektörün sondör ihtiyacını karşılayabilmek için yükseköğretimde ön lisans düzeyinde program açılması ihtiyacını doğurmuştur. Yükseköğretimde altı yıl sadece bir üniversitede ön lisans düzeyinde devam eden sondör eğitimi, 2000’li yıllar da farklı üniversitelerde de sondör eğitimine yönelik benzer programların açılması ile devam etmiştir. Bu süreçte sondör eğitimine yönelik açılan programlardan bazıları, laboratuvar alt yapı, uygulamalar için gerekli sondaj makinası eksikliği ve coğrafi konum gibi nedenlerden dolayı yeterli talep görmemiş ve kısa bir süre sonra kapanmıştır. Yükseköğretimde ön lisans düzeyinde verilen eğitim ile 2621 sondör yetiştirilmiştir. 2022 yılı itibariyle yükseköğretimde dört üniversitede ve toplamda 91 kontenjan ile sondör eğitimi devam etmektedir. Bu üniversitelerden ilki su, zemin ve maden sondajları ağırlıklı sondör eğitimini bünyesindeki sondaj makinaları ile uygulamalı olarak gerçekleştirirken, kronolojik olarak ikinci ve üçüncü sırada yer alan üniversitelerde verilen sondör eğitimi ağırlıklı olarak petrol sondajına yöneliktir. Yakın tarihte sondör eğitimine başlayan üniversite de ise ders müfredatında yer bilimleri derslerinin, teorik mesleki derslerden daha fazla olması ve uygulama derslerine yönelik sondaj makinasının bulunmaması gibi nedenlerden dolayı yakın gelecekte programın kapanması da muhtemeldir. Bugün gelinen nokta yükseköğretimde sondör eğitiminin sadece teorik mesleki dersler ile sürdürülemeyeceği, teorik derslerin yanı sıra en az bir sömestrlik bilfiil mesleki uygulamalı eğitime de yer verilmesinin gerekliliği göstermektedir.
Driller training has started as a master-apprentice relationship in public institutions in the 1930s in Turkey. In the following years, it continued with vocational training and courses in order to meet the driller needs in well-established public institutions. By the 90s, it was necessary to open an associate degree program in higher education in order to meet the driller needs of both the public and private sectors. The driller training education at associate degree level continued in only one university for six years in higher education. After the 2000s similar programs in different universities has started this education. Some of these programs did not receive enough demand and had to be closed after a short time due to reasons such as lack of laboratory infrastructure, drilling equipment required for applications and geographical location. With the education given at the associate degree level in higher education, 2621 drillers were trained. In 2022, driller training education continues in four universities with a total of 91 quotas in higher education. While the first of these universities carries out the driller training education mainly on water, ground and mine drilling practical with the drilling machines, chronologically second and third ranked universities provide driller education mainly for oil drilling. At the university, which recently started driller education, the number of earth science courses is higher than the theoretical vocational courses and there is a lack drilling machine for practice lessons, so it is also possible that this program will be closed in the near future due to these reasons. The present situation reveals that driller education in universities cannot be sustained only with theoretical vocational courses, in addition to it is necessary to include at least one semester of practical vocational training.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yer Bilimleri ve Jeoloji Mühendisliği (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri \ Research Articles |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Mart 2023 |
Gönderilme Tarihi | 24 Haziran 2022 |
Kabul Tarihi | 2 Eylül 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 11 Sayı: 1 |