Osmanlı Devleti’nde kölelik sistemi, kuruluştan 19. yüzyılın ikinci yarısında başlayan reform ve yasaklamalarla birlikte azalarak da olsa devletin sonuna kadar varlığını devam ettirmiştir. Genel olarak İslâm hukuku çerçevesinde yürütülen bu sistemin sosyoekonomik bağlamdaki uygulanışı, kadı mahkemelerinde görülen satış, mükâtebe veya âzat etme gibi çeşitli kayıtlar vasıtasıyla izlenebilmektedir. Bu kayıtlardan biri de terekelerdir. Özellikle Osmanlı toplumunun sosyoekonomik ve maddî kültür evreni hakkında çok yönlü araştırmalara kapı aralayan tereke kayıtları, kölelik çalışmaları özelinde de zengin veri setleri sağlamaktadır. Bu noktada köleler, terekelerde mirasın bir unsuru olarak; âzatlı ise miras bırakan “mûris” olarak veya alacak borç ilişkilerinde ticarî rollerle karşımıza çıkmaktadır.
Bu çalışma, 1760 ile 1869 yıllarını kapsayan Kastamonu Şer’iyye Sicilleri’nde bizâtihi miras bırakan âzatlıların ve onların neslinin tereke kayıtlarına odaklanmaktadır. Bununla birlikte içinde bulunulan toplumla kıyas noktaları belirleme açısından farklı tereke kayıtları da kullanılmıştır. Kayıtlar sosyoekonomik, demografik ve maddî kültür açılarından incelenmiştir. Tereke sahiplerinin âzatlı olmalarından dolayı ortaya çıkan velâ bağı da ayrıca değerlendirilmiştir. Buradan hareketle onların toplum nazarında kabul edilme düzeyleri, farklılaşmaları veya uyumları sorgulanmıştır.
The slavery system in the Ottoman Empire continued its existence until the end of the state, albeit decreasing, despite the reforms and prohibitions that started in the second half of the 19th century. The implementation of this system, which is generally carried out within the framework of Islamic law, in the socio-economic context can be monitored through various records such as sale, agreement or manumission in the qadi courts. One of these records is the probate inventories. These records, in particular, open the door to multi-faceted research on the socio-economic and material culture universe of the Ottoman society. It also provides rich datasets for slavery studies. At this point, slaves, as an element of inheritance in the legacy; the freed slaves as a testator or with commercial roles in credit-debt relations appear before us.
This study focuses on the probate inventories of freed slaves who have per se left a legacy and their generations in Kastamonu court records covering the years 1760 to 1869. In addition, different probate inventories were also used in order to determine the points of comparison with the society in which they lived. The records have been analyzed in terms of socio-economic, demographic, and material cultural aspects. The walā relationship that arises due to the fact that the estate owners are freed slaves were also evaluated separately. From this point of view, their level of acceptance, differentiation or conformity in the eye of the society has been questioned.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yakınçağ Tarihi (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 4 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |