İnovasyon kelimesi 2000’li yıllardan sonra kendinden ciddi olarak söz ettirmeye başlamıştır. Öyle ki artık ülkeler GSYH’nin belli bir yüzdesini hedef olarak Ar-Ge çalışmalarına ayırmış ve günden güne bu payı arttırmanın telaşına girmişlerdir. Bunun içinse yapılacak ilk şey şüphesiz doğru bilgiye ulaşmak olacaktır. Bilgi, bilgi ekonomisi gereği günümüzde klasik üretim faktörleri arasına girmiştir. Hatta bilgi, girişimciliğin ana fonksiyonlarından biri olarak kabul edilmektedir. Artan rekabet ortamını, küreselleşmenin sınır tanımadan daha hızlı yayılmasını, ülkelerin büyüme ve kalkınma faaliyetlerindeki sektörlerini düşündüğümüzde, şüphesiz inovasyonun rolü daha fazla anlaşılmaktadır. Bundan dolayı inovasyon ve Ar-Ge konusunda ciddi adımlar atan ekonomilerin, gelecekte diğer ülkelerden daha ayrıcalıklı bir konumda olması beklenmektedir. Bu çalışmada Türkiye’nin de içinde bulunduğu OECD ve AB üyesi ülkelerin mevcut durumları, seçilmiş inovasyon göstergeleri ile karşılaştırılarak geldikleri seviye analiz edilmeye çalışılmıştır. Çalışmada incelenen veriler ışığında ulaşılan sonuçlara göre Türkiye’nin, özellikle büyüme, kalkınma ve refah göstergelerinde AB ülkeleri ile karşılaştırılabilir bir seviyeye gelebilmesi için inovasyon konularına çok daha fazla yönelmesi ve bu konudaki eksiklerini kapatması gerekmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ekonomi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2020 |
Kabul Tarihi | 20 Ağustos 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 8 Sayı: 2 |