Türkiye’nin en önemli gerçekliklerinden biri olan yoğun kentleşmenin beraberinde getirdiği sorunların başında, ülkenin farklı bölgelerinden ve bazıları binlerce yıl içinde içselleştirilmiş farklı kültürlerinden gelen insanların kentli kimliğinde uyumlaştırılması ve birlikte yaşamalarının sağlanması gelmektedir. Ülkenin en fazla ve uzun dönemli göç alan şehirlerinden biri olan İzmir için de, kent yaşamında önemli ve kalıcı kazanımlar getirecek başarı, kent sakinlerinin İzmirli olmalarını tüm kişisel farklılıklarının önüne taşıyarak kültürel uyumu sağlamak ve bu uyumun kentin kültürel zenginliğine dönüşmesi için fırsat(lar) yaratmaktır. Bu noktada kent sakinleri ve yöneticileri açısından süreci kolaylaştıracak unsurlardan biri de genel anlamda bilgi merkezleri (müze, arşiv, kütüphane) olarak tanımlanan kültür kurumlarıdır. Ülkemizde toplumsal kültür kurumlarının en yaygın ve bilinen türü ise hiç şüphesiz halk kütüphanelerdir. Aynı zamanda geçmiş-bugün-gelecek bağıntısının sürekliliğini sağlayan aktörler arasında da yer alan kütüphane, parçası olduğu toplumun ortak belleğidir. Kent özelinde düşünüldüğünde, bu bellek İzmir ile birlikte bu kentte yaşayanların ortak hafızasıdır. İzmir ve çevresinin zengin ve köklü toplumsal yaşamının ürünü olan kültürel deviniminin yüzyıllara sâri çıktıları yalnız kent için değil, Anadolu’nun ve bu topraklarda vücut bulmuş medeniyetlerin geçmiş-bugün-gelecek denklemindeki yerlerinin tespiti ve doğru anlaşılması açısından da son derece önemlidir. Kente, kent kültürüne, kentliye, bir bakıma ülkeye dair bilgiyi, bilgi kaynağını, bilgi taşıyıcısını muhafaza eden ve toplumsal düzeyde paylaşımını sağlayan yaygın bilgi merkezlerinden biri olan halk kütüphanelerinin kent üzerindeki asıl rolü tam da bu noktada başlar. Bu çalışmada, coğrafi, kültürel, toplumsal ve etnik açıdan ülkemizin en renkli kültür yelpazesine sahip kentlerinden biri olan İzmir’in, toplumsal kültür kurumları arasında yer alan halk kütüphaneleri ile bu kurumların kent kültürü üzerindeki etkisinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Daha çok bilgi ve bilgi kaynakları üzerinden gerçekleşen kültür üretimi ve paylaşımını ifade eden söz konusu kurumların yetenek ve yeterlilikleri ile kent arasında kurulacak ilişkinin, kent kültür zenginliğine dönüşmesi noktasında öneriler geliştirilmesi çalışmanın nihai hedefi ve asıl çıktısı olacaktır. Çalışma kapsamında şehrin merkez ilçelerinde kent sakinlerinin kullanımına açık olan ve farklı kullanıcı odaklarına öncelikli hizmet verme yükümlülüğü bulunan halk kütüphanelerinin tamamı hakkında önce genel bilgilendirme verilmiş, ardından bu merkezlerin kent kimliği, kent kültürü ve kentlilik bilinci ile olan ilişkisi serimlenmiştir. Bu bağlamda kentin 11 merkez ilçesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı hizmet veren halk kütüphanelerinin yanı sıra yerel yönetimlerin sorumluluğunda faaliyet gösteren halk kütüphaneleri çalışmanın sınırlılıklarını oluşturmaktadır. Yarı yapılandırılmış betimleme yönetimi ile kurgulanan araştırmada ortaya konan bilgilerin kent tarihi ve kent kültürü ile olan ilişkisinin doğru kurulabilmesi adına; kent, bilgi merkezi, bilgi hizmetleri, kent kültürüne ve sosyal yaşama yansıması denkleminde karşılaştırmalar yapılmıştır. Çalışma, halk kütüphanelerinin işaret edilen sorumluluğuna dikkat çektiği, bu yönde kişisel, kurumsal ve kent ölçekli beklentilerin gelişmesine ve İzmir özelinde kültürün bir şehrin her açıdan sağlıklı kalması ve büyümesi adına ne denli önemli olduğunun fark edilmesine katkı sağladığı ölçüde amacına ulaşmış olacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2020 |
Gönderilme Tarihi | 4 Şubat 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 11 Sayı: 1 |
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.