Being biologically male and female is the basic determinant of the continuity of society and them give unchanging dominant roles such as parents. Based on these roles, different roles and responsibilities have been given to nowadays from past. Attributed roles and responsibilities vary according to the technological and scientific devepolments of the societies, the geographical conditions they live in, the belief systems that have an important influence on the formation of the cultural structure, and the educational arrangements of the individuals. The roles attributed to genders from the other side are being continued to be produced by being reconstructed in a structure compatible with the same basic principles within each society. But the roles and responsibilities attributed to genders parallel to the societal development status tend towards similarities from differences and equality from inequality. Genders roles and responsibilities are taught and conveyed by family, educational institutions and today’s mass media have a strong influence. Roles and responsibilities, it is important that the speechec in the program contents of the television, which is an adventure of the mass media, are also written. While in the current study, data from the marriage programs broadcast on three different national TV channels were obtained. Throught the discourse in the contents of the marriage programs designated, it is aimed to determine whether the roles and responsibilities attributed to genders are equal or similar and using Van Dijk’s method of critical discourse analysis, discourse that is appropriate for the purpose of the study has been analyzed. As a result, it has been determined that gender roles and responsibilities conveyed through the discourses examined are not given equal and similar roles to men and women.
Biyolojik olarak kadın ve erkek olmak toplumun
devamlılığını sağlamada temel belirleyicidir ve onlara anne, baba gibi başat ve
değişmeyen roller vermektedir. Bu rollere dayandırılarak geçmişten günümüze
farklı roller ve sorumluluklar da verilmiştir. Atfedilen roller ve
sorumluluklar toplumların, teknolojik ve bilimsel gelişmelerine, yaşadıkları
coğrafi şartlara, kültürel yapısını oluşturmada önemli bir etkiye sahip olan
inanç sistemlerine ve bireylerinin eğitim düzeylerine göre değişkenlik
göstermektedir. Diğer taraftan cinsiyetlere atfedilen roller yine her toplumun
içindeki aynı temel prensiplerle uyumlu bir yapıda yeniden kurgulanarak
üretilmeye devam ettirilmektedir. Fakat toplumların gelişmişlik durumuna
paralel cinsiyetlere atfedilen roller ve sorumluluklar eşitsizlikten eşitliliğe
veya farklılıklardan benzerliklere doğru eğilim göstermektedir. Cinsiyet rollerin
ve sorumlulukların öğretilmesinde ve aktarılmasında ise aile, eğitim kurumları
ve günümüzde kitle iletişim araçları güçlü bir etkiye sahiptir. Rolleri ve
sorumlulukları aktarma gücü dikkate alınarak kitle iletişim araçlarının bir
mecrası olan televizyonun da, hazırlanan program içeriklerinde geçen
söylemleri, önemlidir. Mevcut çalışmada ise ulusal yayın yapan üç farklı TV
kanalında yayınlanan evlilik programlarından çalışmanın verisi elde edilmiştir.
Belirlenen evlilik programlarının içeriklerinde geçen söylemler aracılığıyla,
cinsiyetlere atfedilen roller ve sorumlulukların eşit veya benzer olmasını
saptamak amaçlanmıştır ve Van Dijk’ın eleştirel söylem analizi yöntemi
kullanılarak, çalışmanın amacına uygun bulunan söylemler analiz edilmiştir. Sonuç,
incelenen söylemler aracılığıyla aktarılan toplumsal cinsiyet rolleri ve
sorumluluklarında, kadın ve erkeğe eşit ve benzer roller verilmediği tespit
edilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ocak 2019 |
Gönderilme Tarihi | 3 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |