This study attempts to discuss the reproduction of reality in the context of the narrative concept in cinema, in the example of Ken Loach's I, Daniel Blake (I, Daniel Blake, 2016). The study focuses on the formation of cinematic narratives in line with political or ideological ideas. Being a citizen of England, one of the richest countries in the world, and choosing its themes from the injustices of the capitalist system and its policies on labor were effective in the subject of Loach cinema. The main purpose of the study is to discuss the properties cinematic narrative structure. In this scope it is aimed to discuss the possible transition among first, second and third cinema. Concepts such as Brechtian elements, catharsis and alienation are taken into consideration in terms of camera, editing, sound and acting. In the study, it was determined that once again the Ken Loach has depicted in I, Daniel Blake his opposing side through realistic style challenging the audience to question. Although the film seems to portray an individual story which is the characteristic of the second cinema, the protagonist Daniel Blake’s collectivist and opposing attitude reminds the elements of third cinema. Loach reveals once again that collective struggle is a moral responsibility and the competitive aspects of liberal policy is not humane.
Bu çalışma gerçekliğin yeniden üretimini, sinemadaki anlatı kavramı ekseninde ele alarak, Ken Loach’un I, Daniel Blake (Ben, Daniel Blake, 2016) filmi örneğinde tartışmaya çalışmıştır. Çalışmada, sinemasal anlatıların, siyasi ya da ideolojik fikirler doğrultusunda biçimlenişi üzerinde durulmaktadır. Loach sinemasının bu çalışmaya konu edilmesinde, dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan İngiltere vatandaşı olması ve temalarını kapitalist sistemin ve politikalarının emek üzerindeki adaletsizliklerinden seçmesi etkili olmuştur. Çalışmanın nihai amacı sinemasal anlatı yapılarının özelliklerini saptamak, incelenen film örneğinde birinci ve ikinci sinema anlatısından üçüncü sinema anlatısına geçişin olup olmadığını tespit etmektir. Bu doğrultuda Brechtyen unsurlar, katharsis ve yabancılaştırma gibi kavramlar; kamera, kurgu, ses ve oyunculuk açısından ele alınmıştır. Çalışmada, yönetmenin, Ben, Daniel Blake filmiyle bir kez daha muhalif yönünü gösterdiği, gerçekçi bir üslup kullanarak, seyirciye sorgulama imkânı tanıdığı tespit edilmiştir. Film, ikinci sinemanın özelliği olan bireysel bir hikâye etrafında şekillenmiş görünse de filmin başkarakteri olan Daniel Blake’in kolektif duruşu ve muhalif tavrı, üçüncü sinemacıların anlatısından izler taşımaktadır. Loach, Ben, Daniel Blake filmi özelinde bir kez daha kolektif mücadelenin ahlaki bir sorumluluk olduğunu ve liberal politikaların rekabetçi anlayışının insani olmadığını göstermiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Nisan 2021 |
Gönderilme Tarihi | 22 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |