Existence of women on the air has been a site for contestation over gender identities. Popular radio-TV magazines are of the major channels whereby women’s “femininity” is negotiated. This paper explored the mediated negotiation over the meaning of gender in Turkey through a thematic analysis of the images of female broadcast professionals in the popular culture from the 1970s to the 1980s. It aims to exhibit the changes and the continuities in these women’s popular representations, keeping in mind the particular socio-historical and cultural conditions of those years. The study demonstrates that popular radio-TV magazines represented female broadcast professionals by highlighting their domestic roles to a large extent, both in the 1970s and the 1980s. However, in the 1980s, harboring to whip up the drive for pretentious consumption, the magazines put a heavier focus on their individuality. On the other hand, they adopted an apparently ambiguous attitude to the visibility of sexuality. The study discusses this is not unexpected at all since the 1980s was not only a decade when sexuality and private life was expressed within a discourse of individualization and liberalization but also one when family was praised as the sound basis of conservative society
Kadınların medyada ses ve görünürlük kazanan varlıkları toplumsal cinsiyet üzerine mücadele yürütülen en önemli alanlardan biri olagelmiştir. Bu süreçte ekran önündeki kadınlar hakkındaki magazin ağırlıklı haberlere yer veren popüler radyo ve televizyon dergileri ise “kadınlık” üzerine pazarlıkların yapıldığı mecralardan biri olma özelliğini korumuştur. Bu çalışmada 1970'lerde ve 1980'lerde kamu yayıncılığı sektöründe çalışan kadınların popüler kültürdeki imajları tematik söylem analizi aracılığıyla incelenerek, bu dergilerin nasıl bir “kadın yayıncı” imajı kurduğu araştırılmıştır. Çalışma, söz konusu dönemlerdeki sosyo-tarihsel ve kültürel ortamı da dikkate alarak, meslek sahibi bu kadınların popüler kültürdeki temsillerinin değişen ve süreklilik gösteren unsurlarını ortaya koyma amacındadır. Araştırmanın bulgularına göre, hem 1970'lerde hem 1980'lerde popüler radyo-TV dergileri TRT'de çalışan yayıncı kadınları genellikle kadın/anne kimliklerinin altını çizerek temsil etmiştir. Ancak, 80'lerde tüketim dürtüsünü kamçılama hedefi güden bu dergiler, yayıncı kadınların bireyselliğini daha fazla öne çıkarmıştır. Öte yandan, dergiler 1980'lerde cinselliğin görünürlüğüne karşı muğlak bir tavır takınmışlardır. Bu tavır, söz konusu on yılın yalnızca özel hayatın ve cinselliğin bireyselleşme ve özgürleşme söylemi içinden ifade edildiği bir dönem olmakla kalmayıp aynı zamanda ailenin muhafazakar bir toplumun çimentosu olarak yüceltildiği bir dönem olduğunu dikkate aldığımızda, sanıldığı kadar şaşırtıcı değildir.
Toplumsal cinsiyet; popüler kültür; medya; yayıncılık; kadın
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Derleme Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2015 |
Gönderilme Tarihi | 3 Şubat 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 8 Sayı: 4 |