Günümüzde uygulanan neoliberal politikalar, kentleşme süreçlerini derinden etkilemiş ve sermayenin giderek hegemonyasını kurduğu bir kentleşme dönemini başlatmıştır. Liberal demokrasinin temsil ve katılım konularında yetersiz kalması sonucunda yerel yönetimlerin yurttaş katılımına kapandığı görülmektedir. Temsili demokrasi modeli, çoğunluk kuralına dayanmakta, sadece oy verme yoluyla katılım sağlayarak kararlar üzerinde doğrudan etki için kapalı bir sistem oluşturmaktadır. Demokratik bir tartışma forumu yaratmayı amaçlayan kentsel demokrasi pratiği ise yurttaşlarla etkileşim içinde olmayı gerektirmektedir. Bu çalışmada; kentsel demokrasi, katılımcı yurttaşlık ve kamu yararı anlayışı bağlamında neoliberal kentleşme sürecinin bir parçası olan Taksim Projesi'nin kent yaşamına etkilerine ilişkin olarak alternatif medyanın dinamik bir kamusal alan oluşturma işlevinin tartışılması amaçlanmıştır. Kamusal mekanların sermayenin önceliklerine göre düzenlenmesi, kent yurttaşlarının yerel karar alma süreçlerinden dışlanması ve Taksim'in otobanlaştırılması, yayasızlaştırılması ve betonlaştırılması gibi neoliberal kentleşme pratikleri karşısında haber medyasının kentsel mekanın kullanım ve üretim hakkını elinde bulunduran yurttaşların mücadele alanı olma işlevini yerine getirip getirmemesi bu çalışmanın temel problematiğini oluşturmaktadır. Bu çalışmada, Taksim Projesi ve Gezi Parkı örneği üzerinden alternatif medyanın “kent hakkı” açısından bir kamusal alan yaratma işlevi ve kentsel demokrasiye katkıları tartışılmıştır. Bu amaçla, haber söylemindeki anlam örüntülerini ortaya koymak amacıyla nitel çözümleme yönteminden yararlanılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Derleme Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Ağustos 2015 |
Gönderilme Tarihi | 13 Şubat 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 9 Sayı: 1 |