2019
marks 28 years since the central government in Somalia collapsed, however, even today, subsequent generations of those who
experienced the collapse continue to suffer its consequences. Relative to its
prolonged manifestation, the crisis in Somalia remains a difficult one to
forget given the continued internal suffering and external threat that it
poses. Purposefully, this article will attempt to contribute to the existing
peace efforts by adding the role of community/clan social contract in the peace
process. The previous peace efforts prioritized
state -building and establishing a central government without examining
the attitude of people towards a central authority given their experiences and
how the clans relate to each other. We argue
that the complexity of the conflict in Somalia is due to the transformation of the
conflict from a civil war to a chaotic mixture of clan-based violence, terrorism, and
piracy. To solve this problem, we recommend a two-level
social contract approach that will be
people driven and address some of the major grievances
of key actors through a constitutional process.
Somali'de yaşanan çatışma, en son aşamasında
kanlı bir iç savaşın terörle mücadeleye
dönüşmeye başlamasından bu yana otuz yıla yaklaşmaktadır. 1991'de ortaya çıkan
çatışmanın yıkıcı etkilerini üç kuşak deneyimlemeye devam etmektedir. Sayısız
barışı sağlama çabasına rağmen, uzun süren çatışmanın üstesinden gelmede çok az
başarı sağlandığı görülmektedir. Mevcut literatür, çatışmanın ana nedeni olarak
kabile kimliğinin ve zayıf yönetişimin rolünü vurgulamaktadır, ancak
sürdürülebilir barış inşası çabalarını sağlamada yetersiz kalmaktadır. Bu makale, Somali'nin vatandaşlarını bir
millet olarak birbirine bağlayan ve hükümetle ilişkilerini güçlendiren
bağlarını çoktan yitirdiğini göstermektedir. Böylelikle makale, insanlar
arasında ve insanlar ile hükümet arasındaki sosyal sözleşmeyi canlandırmak için
daha detaylı çaba sarf edilmesini önermektedir. Yeni bir anayasal muafiyete
dayalı olarak önerilen iki aşamalı sosyal sözleşme, yalnızca insanlara yönelik
değil; aynı zamanda kilit aktörlerin kökleşmiş şikayetlerinin bir kısmını da
anayasal bir süreç aracılığıyla ele almalıdır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Ekim 2019 |
Gönderilme Tarihi | 6 Mart 2019 |
Kabul Tarihi | 3 Ekim 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 18 Sayı: 4 |