The main objective of this research is trying to understand and explain the intergenerational transformation of marriage in the process of modernization. This transformation has been grounded on the conceptual and theoretical framework and explained with the data obtained from the participants' interviews. The opinions of the participants in two different generations on the meaning of family and marriage, their thoughts about marriage and their experiences of marriage were evaluated in the context of the relationship between individualization, which is an indication of modernization, and family and marriage. At the same time, the theory dealt with the second demographic transition theory of Van de Kaa has been supported and the conceptual-theoretical framework of the research has been grounded in this way. Field work has been carried out using qualitative research methods. Within the scope of the field research, in-depth interviews have been carried out in Izmir with 47 married participants who are composed of 12 females and 12 males, in total 24 participants from the first generation; 13 females and 10 males, in total 23 participants from the second generation. In the interpretation of the data, content analysis technique has been used. As a result, it was found that the second generation participants were able to make individual and independent decisions at the stage of marriage. It is compatible with the approaches suggested by the theory of individualization that marriage is decided based on love. At the same time, it includes the signs that the transformation of the second demographic transition theory on the population dynamics is experienced in the second generation of participants, the first marriage age is high, the fertility rates decrease, the postponement of the births
Bu araştırmada, iki farklı kuşaktan kadın ve erkek katılımcıların aile ve evliliği nasıl anlamlandırdıkları, evlilik hakkındaki düşünceleri ve evliliğe dair deneyimlerinin modernleşmeyle birlikte nasıl dönüştüğü ortaya koymaya çalışılmaktadır. Bu amaca yönelik olarak modernleşmenin bir göstergesi olan bireyselleşmeyi anlamaya ve açıklamaya çalışan kuramlar yoluyla konuya yaklaşılmıştır. Araştırmanın bir diğer amacı evli katılımcıların ailenin ve evliliğin kuruluşuna yönelik edindikleri deneyimlerinin ve gündelik hayat pratiklerinin kendileri tarafından nasıl algılandığını anlamaya çalışarak, buna ilişkin betimsel bir resim sunmaktır. Modernleşme boyunca dönüşümleri ele alan bu çalışmanın kuramsal çerçevesi, Bauman’ın, Giddens’ın, Simmel’in, Beck ve Beck-Gernsheim’in modern dönemi içeren “bireyselleşme” yaklaşımını kapsayan düşünceleri ile Van de Kaa’nın İkinci Demografik Geçiş Kuramıyla desteklenmiştir. Nitel araştırma yöntemlerine başvurularak saha çalışması yapılmıştır. Araştırma düşük doğurganlığın gözlemlendiği kentlerden biri olan İzmir ilinde yaşayanlarla gerçekleştirilmiş; 1. kuşaktan 12 kadın ve 12 erkek olmak üzere toplam 24 katılımcı ve 2. kuşaktan 13'ü kadın ve 10'u erkek olmak üzere toplam 23 katılımcı araştırmaya dahil edilmiştir. Genel toplamda 47 evli katılımcıyla yürütülen çalışmada derinlemesine görüşme tekniği uygulanmıştır. Kategorik hale getirilen verilerin analizinde ve yorumlanmasında içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Çalışmanın bulguları doğrultusunda evliliğin kuruluş aşamasında 2. kuşak katılımcıların ailelerinden daha bağımsız ve bireysel kararlar alabildikleri sonucuna ulaşılmıştır. Sonuç olarak araştırma, 1. Kuşaktan 2. Kuşağa geçerken, ilk evlenme yaşının yükseldiği, doğurganlık hızının düştüğü, doğumların ertelendiğine dair bulguların gerek bireyselleşme gerekse İkinci Demografik Geçiş Kuramı’nın iddiaları ile örtüştüğünü açıkça ortaya koymaktadır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji |
Bölüm | Sosyoloji |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Nisan 2021 |
Gönderilme Tarihi | 8 Kasım 2020 |
Kabul Tarihi | 25 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 20 Sayı: 2 |