Elegy is as old as the fact of death. As a matter of fact, humankind has keened and cried over their loved ones throughout history. It is regarded as the most respected theme in the ancient Arabic poetry, because the elegy, which means to cry over the deceased and to praise it by mentioning its good characteristics, sincerely reflects the intensity of the poet's emotion.
The death of the Messenger of Allah has a shock effect among the companions. Because he is a prophet who brought revelation from Almighty Allah and taught them Allah’s commands until his last day. In addition, the Messenger of Allah possesses virtues such as veridic word, pacta sunt servanda, sincere commitment, loyalty, compassion and goodness. The Companions who were shocked with the death of the Messenger of Allah are surprised at what they will do for a while in the face of this unexpected situation. Some Muslims, like Omar, do not want to accept the death of the Messenger of Allah. Omar makes threats around him by saying, "I will cut off with the head whosover says that Muhammad is dead." Therefore, Abū Bakr gives a speech and reminds him of the verse saying, “Of course you will die, they will also die” and states that everyone should accept the fact that the Messenger of Allah died. The Companions, who calmed down with the speech of Abū Bakr, said that the Prophets get buried where they die, according to the hadith. They buried the tomb they dug into Aisha's room, now known as Rawda al Mutahhara.
Safiyya bint ʿAbd al-Muṭṭalib is among the female companions who keened and cried over the death of the Prophet. In fact, it is expected that Safiyya bint ʿAbd al-Muṭṭalib will keen and cry over the Prophet. Because she, also known for her poetry, is his aunt.
The poems of the poet's work were examined and, in this context, a total of thirteen elegies were determined. The relevant poems, after the death of the Prophet, the poet had depression, astonishment and desperation that, are seen in the couplets. As a matter of fact, Since the poet was in shock, she does not get a wink of sleep like anyone whose possessions were forcibly taken away. Her hair has also turned white because of sadness. The poet prefers to die rather than endure so much pain. According to the poet, the nights are never ending. In this regard, the poet often expresses her desire to shed a tear to obtund and relax. While doing this, the poet mostly uses the style of appealing to the eye, which is frequently used in the Jahiliyyah poetry tradition. The poet occasionally wants from those around her to say something to consolation her. Undoubtedly, all this indicates the intensity of emotion experienced by the poet and the sincerity in her emotions.
The poet goes to the point of finding consolation by mentioning some characteristics of the Messenger of Allah. As a matter of fact, the Messenger of Allah is a prophet who is unlike any other in her couplets. Again, in the couplets, the Messenger of Allah has characteristics such as nobility, dignity, grace, helping those who are fond, free-hand, kindness, compassion, guidance, being truthful, sincerity, instructive and telling with revelation.
Even though the poet predestinated to the Messenger of Allah some of the features in the elegy tradition of Jāhiliya Period, such as free-handing, helping those who are fond, and nobility, the poet uses terms specific to the religion of Islām again, the poet tends to be patient in accordance with the belief of Islām instead of the traditions of Jāhiliya such as tearing clothes and scratching the face, and wishes well-being by praying to Almighty Allah for taking the Messenger of Allah in Paradise.
Arabic Language and Rhetoric The Messenger of Allah Safiyya bint ʿAbd al-Muṭṭalib Poem Lament Feeling
Genel anlamda kadın vefat gibi üzüntü kaynağı olabilecek durumlarda ağlamaya ve ağıt yakmaya erkeğe kıyasla fazla eğilimlidir. Safiyye bnt. Abdülmuttalib de Allah Resûlü’nün ardından çokça gözyaşı dökmüş ve ağıtlar yakmıştır. Kuşkusuz bu durum şairlik yönüyle de bilinen Safiyye bnt. Abdülmuttalib’den beklenecek bir olgudur. Zira Nübüvvet evine mensup olan Safiyye bnt. Abdülmuttalib Allah Resûlü’nün halasıdır. Ulaşılabilen kaynaklarda şaire ait toplam on üç mersiye şiiri tespit edilmiştir. Çalışma konusu şiirlere Taberânî’nin el-Mu‘cemu’l-kebîr’i, Heysemî’nin Mecma‘u’z-zevâid’i, Asbahânî’nin Ma‘rifetu’s-sahâbe’si, İbn Sa‘d’ın Kitâbu’t-tabakâti’l-kebîr’i Suyûtî’nin Kitâbu’l-muhâdarât ve’l-muhâvarât’ı, Nemerî’nin İstî‘âb’ı, Belazûrî’nin Ensâbu’l-eşrâf’ı İbn ‘Asâkir’in Târîhu Medîneti Dimaşk’ı, Câhız’ın el-Beyân ve’t-tebyîn’i ve Nuveyrî’nin Nihâyetu’l-Ereb’i gibi temel siyer, tarih ve edebiyat kaynakları taranmak suretiyle ulaşılmıştır.
Şaire ait ilk mersiye, Allah Resûlü vefat ettiği gün Medine sokaklarında yaşanan şaşkınlık ve kargaşa halinin dile getirildiği beyitlerdir. Beyitlerd sahabe, Hz. Peygaber’in vefat haberiyle yıkılmıştır. Zira Hz. Peygaber’in vefatı, vahyin kesilmesi ve sahabenin sahipsiz kalması anlamına gelmektedir. Halbuki sahabe, yağmur suyuna muhtaç yeryüzü gibi Allah Resûlü’ne muhtaçtır. Bu bakımdan ortada bir belirsizlik ve kargaşa söz konusudur. Sahabe bundan sonra yapılacaklar ve ümmetin geleceği gibi hususlarda aralarında konuşmalar yapmaktadırlar. Mersiye, matem ve te’bîn türündedir.
Şaire ait ikinci mersiye, Allah Resûlü’nün vefat haberiyle yıkıldığı ve içine düştüğü pürmelal hali dile getirdiği beyitlerdir. Matem ve te’bîn türünde kurgulanan beyitler şairin yaşadığı duygu yoğunluğu hakkında ipuçları vermektedir. Nitekim şair, Allah Resûlü’nün vefat haberiyle yıkılmıştır ve bunca acıyı yaşamak yerine ölmeyi arzulayacak boyutta ruhsal çöküntü içerisindedir. Yaşadığı şok ve bitkinlik sebebiyle sahip olduğu her şey zorla elinden alınmış kimse gibi gözlerine uyku girmemektedir. Üzüntüden saçlarına da ak düşmüştür. Daha düne kadar Allah Resûlü’nün yaşadığı evler artık virandır. Bu durum şairin acısını daha da artırmaktadır.
Şaire ait üçüncü mersiye, Allah Resûlü’nün vefatının diğer ölenlere kıyasla farklılık arz ettiğini ve acısının da bu sebeple derin olduğunu vurguladığı beyitlerdir. Şair hiçbir musibeti Allah Resûlü’nün vefatına eş görmemektedir. Bu bakımdan yüreğindeki acıya ve vücudundaki bitkinlik haline dayanmakta zorlanmaktadır. Şair, sahabe hanımlardan acısını hafifletecek ve kendisini teselli edecek bir şeyler söylemelerini istemektedir. Beyitlerde ‘gecem uzadı’ ifadesinin iki defa tekrarlanıyor olması da yüreğinde hissettiği acının büyüklüğü hakkında ipuçları vermektedir. Zira duygular daha çok gece vakti depreştiğinden acı çeken insana göre geceler uzundur. Şairin yaşadığı duygu yoğunluğu dikkate alındığında, mersiyenin Allah Resûlü’nün defnedildiği gece veya yakın bir tarihte söylenmiş olması ihtimal dâhilindedir.
Şaire ait dördüncü mersiye, Allah Resûlü’nün ardından çok fazla gözyaşı akıttığına vurgu yaptığı beyitlerdir. Beyitlerde şair, gözyaşlarına boğulmakta ve göz kapaklarını mütemadiyen silmektedir. Yine şair hayatta kaldığı süre engin denizlerdeki sular kadar duraksamadan gözyaşı akıtmayı arzulamaktadır. Zira sahabe kendilerine doğru yolu öğreten Allah Resûlü’nün aralarından ayrılması sebebiyle bitaptırlar.
Şaire ait beşinci mersiye, Allah Resûlü defnedildikten sonra söylendiği anlaşılan ve yine şairin pürmelal haline vurgu yapılan beyitlerdir. Şair Allah Resûlü toprağa defnedildikten sonra yine gaspa uğramış kimse gibi şaşkındır ve yüreğinde düğümlenen acı sebebiyle uykuları kaçmıştır. Saçları da hurma dalı gibi beyaza bürünmüştür. Zira Allah Resûlü’nün eşi ve benzeri yoktur. Şair, asalet, göze hitap etme, saygınlık, zarafet, düşkünlere dayanak olma gibi Allah Resûlü’nde var olan hasletleri sıralamak suretiyle teselli bulmaya çalışmakta ve Allah Resûlü’nün sahabe nazarındaki konumuna işaret etmektedir.
Şaire ait altıncı mersiye, Allah Resûlü’nde var olan bazı hasletlerin direk sıralandığı beyitlerdir. Beyitlerde şair Allah Resûlü’nden sonraki belirsizlik hali ve ümmetin akıbeti hususunda endişelidir. Zira kibarlık, merhamet, yol gösterme ve öğretici olma gibi erdemlerle sahabeye örnek teşkil eden Allah Resûlü aralarından ayrılmıştır. Şair her ne kadar Yüce Allah’ın Hz. Peygamber’i ümmete bağışlamasını arzu etse bile kadere teslim olma dışında alternatif görememektedir. Hal böyle olunca, Yüce Allah’tan Allah Resûlü için esenlikler dilemekte ve Allah Resûlü’nü Adn cennetlerine koyması için dua etmektedir.
Arap Dili ve Belâğatı, Allah Resûlü, Safiyye Bnt. Abdülmuttalib, Şiir, Mersiye, Duygu
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 7 Sayı: 2 |