Yûnus Emre Anadolu’da tasavvufî din yorumunun önemli isimlerinden biridir. Ahmet Yesevî, Hacı Bayram Velî, Hacı Bektaş Velî, Mevlâna Celâleddîn Rûmî gibi birçok isimde olduğu gibi o da tanrı, varlık, insan, din, hayat, ölüm, ahiret, aşk, ibadet vs. birçok konuda kendi döneminin birikiminden de faydalanarak söz söyler. Hz. Peygamber sonrasında teşekkül etmiş birçok ilmî disiplin kendisini inşa ederken nasıl Kitap ve Sünneti esas alan bir temel attıysa aynı şey tasavvuf için de geçerlidir ve bu geleneğe ait bir isim olarak, Yûnus Emre de eserlerinde bu iki asıl kaynağı kendisine dayanak olarak kabul eder. Yûnus Emre, şiirlerinden anladığımız üzere, direkt ya da dolaylı olarak birçok ayeti ya da hadisi referans almıştır. Onun, üzerine söz söylediği birçok hususta, çerçeveyi ve muhtevayı, konusuyla ilgili ayetleri veya hadisleri dikkate alarak kurduğu çok açık bir şekilde kendisini göstermektedir. O, kimi zaman ayet ve hadisleri bizzat zikrederek şiir inşat ederken kimi zaman da ayet ve hadislerden mülhem bazı ifadelerle beyitlerini sıralar. Böylece, onun söz konusu ayet ve hadisleri anlama biçimi şiirlerinde açığa çıkar. Biz her ne kadar kendisini bir müfessir ya da bir hadis şârihi olarak isimlendirmesek de Tasavvuf Edebiyatı’nın bir mensubu olarak o da kendi zaviyesinden, şiir diliyle ve aynı zamanda genç-yetişkin, eğitimli- eğitimsiz, köylü ya da kentli her bireyin anlayabileceği arı duru bir Türk Dili’yle ayet ve hadisleri anlamaya ve anlatmaya gayret eder. Yûnus Emre’nin üzerine söz söylediği birçok hususun tek tek ele alınması ve bu hususlarda, başta Kitap ve Sünnet olmak üzere, onun anlam dünyasını şekillendiren kaynakların tespit edilmesi gerek Yûnus Emre’yi gerekse onun dahil olduğu geleneği anlamak açısından önem arz etmektedir. Bununla beraber bu türlü çalışmalar, Kitap ve Sünnetin Yûnus Emre’yi nasıl şekillendirdiğini göstermesinin yanı sıra Yûnus Emre’nin Kitap ve Sünnet’i nasıl anlamlandırdığını da meydana çıkarması açısından gereklidir. İşbu makale, bu türlü bir düşünceden tevellüt etmiş, Hz. Peygamber’in, sahih hadis kaynaklarımızda yer alan “Yüce Allah, "Ben sâlih kullarım için cennette hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insanın hayal dahi etmediği birtakım nimetler hazırladım.” buyurdu.” şeklindeki hadisinin Yûnus Emre tarafından nasıl anlaşılmış olabileceğini ortaya koymaya çalışmıştır. Bu doğrultuda, öncelikli olarak Yûnus Emre’nin dahil olduğu tasavvuf geleneğinin Kitap ve Sünneti temel kaynak olarak kabul ettiklerine değinilmiş, devamında bizzat Yûnus Emre’nin bilgi birikimi ve söz konusu birikime katkı sağlayan kaynaklar kısaca ele alınmıştır. Daha sonra, konu edindiğimiz hadisin hadis literatürü içerisindeki yeri hakkında bilgi verilmiş ve sonrasında Yûnus Emre’nin bu hadisi nasıl anlamış olabileceği üzerinde durulmuştur. Bu meyanda Yûnus Emre’nin bize bıraktığı iki önemli eseri, Dîvân’ı ve Risâletü’n-Nushıyye’si incelenerek söz konusu hadis-i şerifteki bazı kavramların izdüşümlerini tespit etmek amaçlanmış, onun “sâlih kul” ifadesine nasıl anlam yüklediği ve “cennet nimeti”nin Yûnus Emre’nin zihin dünyasında nasıl karşılık bulduğu belirlenmeye çalışılmıştır. Bu esnada Yûnus Emre’nin anlam dünyasını daha net görebilmemize imkân tanıyan eserlere de müracaat edilmiştir. Makalemizin konusu, yukarıda ifade ettiğimiz üzere, sadece mezkûr hadis-i şerif üzerinden Yûnus Emre’yi ya da -diğer bir açıdan- Yûnus Emre üzerinden sadece söz konusu hadis-i şerifi anlamak olarak sınırlandırılmış olsa da, netice itibariyle, Yûnus Emre şiirlerinin, bir bütün olarak, Peygamber sözlerinin bizim dilimizdeki birer izdüşümü olduğunu dile getirmek kanaatimizce yanlış olmayacaktır.
Hadis Kitap Sünnet Tasavvuf Hz. Peygamber Yunus Emre Divan Risaletü'n-Nushiyye
Makale etik beyan gerektirmemektedir.
Yunus Emre is one of the important figures of Anatolia's Sufi interpretation of religion. Like Ahmet Yassawi, Hacı Bayram Veli, Hacı Bektaş Veli, Mawlana Jalaleddin Rumi and many others, he speaks on many subjects such as God, existence, human, religion, life, death, afterlife, love, worship, etc., benefiting from the accumulation of his own period. Just as many scientific disciplines formed after the Prophet Muhammad laid a foundation based on the Book and the Sunnah while building themselves, the same is true for Sufism, and as a name belonging to this tradition, Yunus Emre accepts these two main sources as the basis for his works. Yûnus Emre, as we can see from his poetry, directly or indirectly referenced many verses or hadiths. It is very clear that in many of the issues he speaks about, he establishes the framework and content by taking into account the verses or hadiths related to his subject. He sometimes constructs poetry by citing the verses and hadiths himself, and sometimes he lists his couplets with some expressions based on the verses and hadiths. Thus, his understanding of the verses and hadiths in question is revealed in his poetry. Although we do not call him a mufassir or a commentator of hadiths, as a member of Sufi Literature, he, too, from his own perspective, endeavors to understand and explain the verses and hadiths through the language of poetry and at the same time in a pure Turkish language that can be understood by every individual, young and adult, educated and uneducated, peasant or urban. It is important to examine the many issues on which Yûnus Emre spoke one by one and to identify the sources that shaped his world of meaning on these issues, especially the Book and the Sunnah, in order to understand both Yûnus Emre and the tradition he belonged to. In addition, such studies are necessary not only to show how the Book and Sunnah shaped Yûnus Emre, but also to reveal how Yûnus Emre made sense of the Book and Sunnah. This article is an attempt to reveal how Yunus Emre might have understood the hadith of the Prophet, which is found in our authentic hadith sources, "Almighty Allah said, "I have prepared for my righteous servants some blessings in Paradise that no eye has ever seen, no ear has ever heard, and no human being has ever dreamed of."" In this direction, first of all, it is mentioned that the Sufi tradition, to which Yûnus Emre belongs, accepts the Book and Sunnah as the main source, and then Yunus Emre's knowledge and the sources that contribute to this knowledge are briefly discussed. Then, information about the place of the hadith in the hadith literature is given and then how Yunus Emre may have understood this hadith is emphasized. In this context, two important works left to us by Yunus Emre, his Dîvân and Risâletü'n-Nushıyye, are analyzed to determine the projections of some of the concepts in the hadith in question, how he attributes meaning to the expression "righteous servant" and how the "blessing of paradise" corresponds to Yunus Emre's imagination. In the meantime, works that allow us to see Yunus Emre's world of meaning more clearly have also been consulted. Although the subject of our article, as we have stated above, is limited to understanding Yunus Emre only through the aforementioned hadith or -from another point of view- understanding only the hadith through Yunus Emre, in the end, it would not be wrong to say that Yûnus Emre's poems, as a whole, are the projection of the Prophet's words in our language.
Hadith The Book The Sunnah Sufism Prophet Muhammad Yunus Emre Divan Risalet al-Nushiyya
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 10 Sayı: 2 |