Memlük Devleti, 1250 yılında Mısır merkezli kurulmuş en büyük Türk İslam Devletlerinden biridir. Memlükler, Sultan Kutuz döneminde (1259-1260) Moğol/İlhanlıları Aynicâlût (1260) savaşında yenerek tüm dikkatleri üzerine çekmiş ve Müslümanlar nezdinde saygın bir konuma sahip olmuşlardır. Kutuz’dan sonra Memlük tahtına devletin gerçek kurucusu kabul edilen Baybars el-Bundukdâri (1260-1277) geçmiştir. Baybars, siyasi dehası, cesareti, adaleti, cömertliği, yenilikçiliği, disiplin ve atılganlığıyla ön plana çıkmış, devleti sağlam bir zemine oturtmuştur. Baybars’ın yapmış olduğu icraatlardan ilki devlete küsmüş olan hoşdaşların/memlüklerin gönlünü almak olmuştur. Onları hak ettikleri makam ve mevkiye getirmiş ve ellerinden alınan mal ile iktalarını onlara iade etmiştir. Daha sonra 1258 yılında İlhanlıların Bağdat’ı yerle bir edip ortadan kaldırdığı halifeliği, 1261 yılında Kahire’de tekrar ihya etmiştir. Böylece Memlük Devleti, İslam dünyasında dini meşruiyetini kazanmıştır. Kahire ise dini, siyasi, ekonomi ve tarımsal yönde daha da gelişmiş; ilim ve kültür merkezi olmakla birlikte yaşanılabilinir bir şehir haline gelmiştir. Baybars, Memlük Devleti’ne, en çok etkilendiği Eyyûbî Hükümdarı el-Melikü’s-Sâlih (1240-1249)’in dönemindeki kanun ve adetleri yeniden getirmiştir. Devlet görevlilerini o dönemdeki tecrübeli kişilerden tercih etmiştir. Baybars, Kutuz döneminde halkın üzerinde ağır bir yük olan vergileri yeniden düzenlemiş ve birçok vergiyi de kaldırmıştır. Baybars, devletin dinî, siyasi, ekonomik, her türlü sorunuyla bizzat ilgilenmiş, halkın problemlerine çözüm bulmuş, deprem, salgın hastalık ve kıtlık gibi durumlarda devletin tüm imkânlarını kullanarak halkın sıkıntısını gidermeye çalışmıştır. Memlük tahtında on yedi yıl kalan Baybars, Mısır, Filistin ve Şam başta olmak üzere Mekke, Kudüs, İskenderiye, Kerek, Bîre ve Antakya gibi şehirleri ziyaret etmiş ve halk-devlet bütünleşmesini büyük oranda sağlamıştır. Baybars, İlhanlı saldırılarının yoğun şekilde yaşandığı bir dönemde Memlük tahtına geçmiş bu saldırıları bertaraf edip ve İlhanlıların İslam dünyasının iç kesimlerine girmesini engellemiştir. Baybars, o dönemde modern askeri teçhizatla birlikte disiplinli ve profesyonel bir ordu kurmuştur. Bu orduyla bir buçuk asırdan fazla Suriye ve Filistin bölgesindeki Haçlılara ait Kaysâriyye, Arsûf, Safed, Şakif, Antakya, Hısnıkeyfâ gibi kalelerin birçoğunu ele geçirmiştir. Bu başarıda Seyfeddîn Kalavûn, İzzeddîn Hıllî, Bedreddîn Beyserî, Sungur el-Aşkar, İzzeddîn Ugân gibi yetenekli ve sadık emirlerin katkısı da çok büyük olmuştur. Sultan Baybars, Haçlılarla mücadele ederken ticaretin önündeki engelleri kaldırmış, İtalyan şehir devletleri ve diğer devletlerle yapmış olduğu ticari anlaşmalarla herhangi bir ekonomik kriz yaşamadan bu mücadelesini başarıyla devam ettirmiştir. Tarihçiler Baybars’ın elde etmiş olduğu bu başarılarından dolayı kendisine “İskender-i Sânî, İskenderü’z-Zamân, Mısır Aslanı, Fetihlerin babası, Cihad sancağının taşıyıcısı” gibi lakaplar takmışlardır. Baybars’ın diğer bir başarısı da ülke genelindeki haberleri kısa zamanda merkeze ileten ve neredeyse kusursuz işleyen berîd teşkilatı aktif bir şekilde kullanması olmuştur. Baybars’ın bu başarılarına ilaveten, savaş stratejisi, cesareti, cömertliği, adaleti, sert ve otoriter yapısı da etkin olmuştur. Sultan Baybars’ın temellerini atmış olduğu bu devlet iki buçuk asır kadar tarih sahnesinde yerini almış Mısır, Şam ve Hicaz gibi önemli bölgeleri elinde tutmuştur. Baybars, bu yönetim anlayışıyla temelini attığı Memlük Devleti, Orta Çağın en büyük Türk İslam Devletleri arasında yer almıştır. İlhanlı ve Haçlıların korkulu rüyası olmuş, Sis bölgesindeki Ermenileri baskı altında tutmuş ve toplum üzerinde büyük baskıları olan İsmâilileri (Haşhaşi) de ortadan kaldırmıştır. Baybars, İslam dininin hükümlerine karşı saygılı olmuş ve bu hükümleri en doğru bir şekilde uygulanmasını emretmiş, şeriata aykırı davranışların yapılmasını da yasaklamıştır. Baybars saltanatının ilk yıllarında olabilecek iç isyanları göz önünde bulundurarak iç huzuru temin etmiştir. Baybars, savaş işleriyle uğraşmayıp saltanatını güçlendirmeye ve devletin teşkilatlanmasına önem vermiştir. İktidarına engel olabilecek etkenleri de ortadan kaldırmıştır. Bu çalışma, Memlük Devleti’nin en kudretli sultanı olan Baybars el-Bundukdârî’nin başarılı devlet yönetim politikalarını, askeri, ekonomik, dini ve siyasi devlet anlayışını ortaya koymak için hazırlanmıştır.
İslam Tarihi Memlükler Baybars Kişisel Özellikler Yönetim Anlayışı
The Mamluk State is one of the largest Turkish Islamic states founded in 1250, in Egypt. During the reign of Sultan Qutuz, (1259-1260), the Mamluks defeated the Mongols in the battle of ʾAynjālūth 1260), attracted all the attention and had a respected position in the eyes of Muslims. After Qutuz, Baibars al-Bundukdāri (1260), the real founder of the state, took the Mamluk throne. Baibars came to the fore with his political genius, courage, justice, generosity, innovation, discipline and assertiveness and established the state on a solid foundation. The first of Baibars' actions was to win the favour of those who were disgruntled with the state. He restored them to their rightful positions and restored their property and their grant Islamic land (iqṭā ͑) that had been taken from them. Afterwards, he reinstated the caliphate in Cairo in 1258 after the Mongols destroyed Baghdad and abolished it. Thus the Mamluk State gained its religious legitimacy in the Islamic world. Cairo, on the other hand, developed further in religious, political, economic and agricultural aspects; it became a centre of science and culture as well as a livable city. Baibars reintroduced the laws and customs of the period of the Ayyubid ruler al-Malik al-Sālih (1240-1249), whom he was most influenced, to the Mamluk State. He preferred state officials from the experienced people of that period. Baibars reorganised the taxes which were a heavy burden on the people during the Qutuz period and abolished many taxes. Baibars personally dealt with all kinds of political, economic and religious problems of the state, found solutions to the problems of the people, and tried to relieve the distress of the people by using all the means of the state in cases such as earthquakes, epidemics and famine. Baibars, who seventeen years, visited cities such as Egypt, Palestine, Damascus, Alexandria, Bīre, and Antioch, and ensured the integration of people and state to a great extent. Baibars ascended to the Mamluk throne in a period of intense Mongol attacks, eliminated these attacks and prevented the Mongols from entering the inner parts of the Islamic world. Baibars built a disciplined and professional army with modern military equipment. With this army, he captured most of the Crusader castles in Syria and Palestine, such as Kaysāriyye, Arsūf, Ṣafed, Ṣhakif, Antioch, Ḥusnu'l-Keyfā, for more than a century and a half. The contribution of talented and loyal emirs such as Vefeddīn Kalavun, Izzeddīn Hillī, Bedreddīn Beyserī, Sungur al-Ashkar and Izzeddīn Ugan to this success was also very great. Sultan Baibars removed the barriers to trade while fighting against the Crusaders and successfully continued this struggle without experincing any economic crisis. Historians have nicknamed Baibars "Iskender Thānī, ʿAlexander az-Zamān, the Lion of Egypt, the father of conquests, the bearer of the banner of Jihad" because of these achievements of Baibars. Another success of Baibars was the active role played by the almost perfectly functioning barīd organization, which transmitted news throughout the country to the center in a short time. This state, the foundations of which were laid by Sultan Baibars, has taken its place on the historical stage for two and a half centuries. With this management approach, Baibars placed the Mamluk State among the largest Turkish Islamic States of the Middle Ages. It was the fearful dream of the Mongols and Crusaders, kept the Armenians in the Sis region under pressure and eliminated the Ismāilis, who had great pressure on society. Baibars ordered the correct application of the provisions of the Islamic religion and prohibited all kinds of behavior contrary to Sharia. Baibars ensured internal peace in the first years of his reign, taking into account possible internal rebellions. He also eliminated factors that could hinder his power. This study has been prepared to reveal Baibars al-Bundukdāri's successful state administration policies military, economic, religious and political understanding of the state.
Islamic History Mamluks Baybars Personal Characteristics Style of Governance
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Araştırmaları (Diğer) |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 5 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 23 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 11 Sayı: 1 |