Hz. Peygamber’in vefatından sonra hicri birinci asrın sonlarında hafızanın çoğalan hadis rivayetlerini taşımakta zorlanması, uydurma rivayetlerin çoğalması gibi sebepler hadislerin tedvin edilmesini zaruri hale getirdi. Muhafaza edilmesi için hadislerin toplanması önemli bir tedbirdi. Tedvin ve tasnif edildikten sonra bu hadislerin anlaşılması ve yorumlanması için şerhler yazılmıştır. Hicrî V. asırdan itibaren yoğun şerh çalışmalarının yapılmasının en önemli sebeplerinden birisi de İslam topraklarının genişlemesi ve farklı milletlerin İslam dinine girmeleri ile hadislerin anlaşılmasının zor hale gelmesidir. Keza hadis şerhçiliğinin oluşumunda rol oynayan önemli etkenlerden birisi de ilmî, fikrî ve siyasi tartışmaların giderek artmasıdır. Hz. Peygamber’in vefatından sonra hadisleri anlama ve yorumlama faaliyetlerine yönelik yapılan bu faaliyetler saha sonra Şerhu’l-Hadis ilminin ortaya çıkmasına olanak sağlamıştır.
Hadis ilminin önemli alt dallarından birisi olan Şerhu’l-Hadîs, hadisleri anlamak, manası kapalı lafızları açıklamak, kelime ve cümlenin gramer yapısını belirtmek, hadisten çıkan hükümlere yer vermek gibi hususları konu edinir. İlk hadis şerhleri dil ve muhteva ağırlıklı olarak telif edilmiştir. Dil ağırlıklı olan şerhler daha çok Garibu’l-Hadis alanına girerken muhteva ağırlıklı olanlar ise İhtilafu’l-Hadis ve Fıkhu’l-Hadis alanları içerisine yer almışlardır. Bir nevi dil sözlüğü sayılan Garîbü’l-Hadis eserleri, hadislerde geçen manası kapalı kelimelerin açıklanmasına yönelik olduğundan hadiste şerh çalışmalarının ilk örneği olarak değerlendirilmiştir. Hadis tasnifinin yapılması, farklı türlerde eserlerin telif edilmesi ile birlikte konu olarak farklı şerh türleri de çoğalmış, zamanla daha kapsamlı ve geniş şerhler yazılmaya başlanmıştır. Bazı şerhler de hadislerin hem dil hem de muhteva yönünü ele alarak zengin içerikli bir yapıya sahiptir. Bu şerhlerde hadislerin içerisinde geçen manası kapalı kelimeler açıklandığı gibi hadislerin fıkhî yönü ile muhtevası da ele alınmış, hadislerin şerhi bir bütünlük içerisinde değerlendirilmiştir. Geniş kapsamlı ve zengin bir içeriğe sahip bu şerhlerden birisi de Hattâbî’nin A’lâmü’s-Sünen eseridir.
Hattâbî’nin bu alanda şerh edebiyatına kazandırdığı A‘lâmü’s-Sünen eseri, Buhârî’nin el-Câmiu‘s-Sahîh’i üzerine yazılmış ilk şerhlerden sayılmaktadır. Bu şerh, Buhârî’nin Sahîh’i üzerine yazılıp günümüze ulaşan en eski Buhârî şerhi olarak kabul edilmektedir. Hattâbî bu eserini niçin telif ettiğini bizatihi belirtmektedir. O, A’lâmü’s-Sünen’i telif etmesinin sebepleri arasında ilmin zamanla ortadan kaybolması, cehaletin ortaya çıkması ve yayılması, bidatçıların çoğalması, Kur’ân ve sünnetten uzaklaşmaları, hadisçilerin bilgisizlikle itham edilmeleri gibi hususları zikreder. Bütün bu olumsuzlukların önüne geçmek ve hadisçiler üzerindeki baskıları hafifletmek için bu eserini telif ettiğini belirtmektedir. Hattâbî’nin saymış olduğu bu gerekçeler, yaşadığı dönemde bidatçıların sayısının giderek arttığını, âlimlerin de onların görüşlerini çürütmek adına eserler yazdığını göstermektedir.
Bu çalışmada Hattâbî’nin A’lâmü’s-Sünen eserinde hadisleri anlama ve yorumlama metodu incelenmiştir. Şerh yöntemini kullanırken hadislerde geçen kelimelerin lügat ve i’rab yapısını, fıkhî hükümler çıkarırken ele aldığı görüşleri, itikadî konulara yaklaşımının ne şekilde olduğu, tarihi bilgilerden nasıl yararlandığı, ihtilaflı hadislere nasıl yaklaştığı hususları araştırılmıştır. Ayrıca hadisleri açıklarken ayet, hadis, şiir ve tarihi bilgilerden nasıl yararlandığı hususları ayrıca tahlil edilmiş; böylece Hattâbî’nin hadisleri anlama ve yorumlama metodu, A’lâmü’s-Sünen eseri bağlamında tespit edilmeye çalışılmıştır. Buna ilave olarak hadisten çıkan hükmü belirtmek, bu hususta sahabe sözü ve tarihi bilgilerden hangilerinin geçerli olduğunu tespit etmek üzere hadislerin muhteva yönünü ve hadisten çıkan fıkhî hükmü ayrıca ele almıştır. Dökümantasyon inceleme yöntemi ile hazırlanan çalışmada Hattâbî’nin eserini telif ederken hadisleri anlama ve yorumlama metodunun nasıl olduğu tespit edilmiş ve bu husus örneklerle somut hale getirilmeye çalışılmıştır. Onun hadisleri şerh ederken sadece lafızlara bağlı kalmadığı, rivayetlerin muhteva yönüne de vurgu yaptığı da ayrıca tespit edilen hususlardandır. Ayrıca Hattâbî’nin hadisleri yorumlarken hangi kriterleri esas aldığı üzerinde durulmuş, bu kriterlerden bir kısmının kendisine has olduğu, bir kısmının da genel geçer kıstaslar olduğu belirlenmiştir.
Etik beyan gerektirmemektedir.
In the late first century, following the Prophet's death, due to the relative difficulty of memorising an increasing number of hadīth narrations and the proliferation of fabricated hadīths, it was essential to compile hadīths. Compiling hadīths was a critical measure for preserving them. Following the procedures of collection and classification, commentaries were written to understand and interpret these hadīths. A major reason for the intensive commentary writing from the fifth century onwards was the expansion of Islamic lands and the challenges involved in understanding hadīths after many different nations accepted Islam. Similarly, another key factor that played a role in the writing of hadīth commentaries was the increase in scholarly, intellectual and political debates. Following the death of the Prophet, such activities intended for understanding and interpreting hadīths allowed for the emergence of Sharh al-Hadīth.
Being one of the fundamental branches of hadīth, Sharh al-Hadīth addresses such issues as understanding hadīths, clarifying the meaning of vague expressions, analyzing the grammatical structure of words and sentences, and discussing the judgements derived from hadīths. Earlier hadīth commentaries focused on the issues of language and content. Language-oriented commentaries mostly belonged to the field of Gharīb al-Hadīth, while content-oriented ones were included in the fields of Ikhtilāf al-Hadīth and Fiqh al-Hadīth. The works of Gharīb al-Hadīth, which are considered as a kind of dictionary, are seen as the first examples of commentary studies in hadīth, as they basically aimed to explain the words with obscure meanings in hadīths. With the classification of hadīths and the composition of different types of works, a variety of commentaries were written on different issues, thereby leading to the writing of more comprehensive commentaries over time. Some commentaries are rich in content as they address both language and content of hadīths. Such commentaries explain ambiguous words in hadīths, as well as discussing the jurisprudential aspect and content of the hadīths in a holistic manner. One of these extensive commentaries with rich content is al-Khattābī's work A'lām al-Sunān.
A'lām al-Sunnān by Al-Khattābī is considered to be one of the earliest commentaries on al-Bukhārī's al-Jāmiʿ al-Sahīh. It is considered to be the oldest extant commentary on al-Bukhārī's al-Jāmiʿ al-Sahīh. Al-Khattābī clearly explains why he wrote this work. Among the reasons that he mentions for compiling A'lām al-Sunān are the disappearance of scholarly knowledge over time, the emergence and spread of ignorance, the proliferation of innovators (bid'ahists), their divergence from the Qurʾān and Sunnah, and the allegations of ignorance against hadīth scholars. He notes that he wrote this work to eliminate such negative perspectives and to reduce the pressure on hadīth scholars. The reasons stated by al-Khattābī indicate that the number of innovators increased gradually in his time, and therefore some scholars wrote works to refute their ideas.
This study analyses al-Khattābī's method of understanding and interpreting hadīths in his work A'lām al-Sunān. It investigates the lexical and iʿrab structure of the words in hadīths, the views he discussed while making jurisprudential judgements, how he approached the theological issues, how he used historical information, and how he handled the controversial hadīths while using the commentary method. The study also investigates how al-Khattābī used such elements as verse, hadīth, poetry and historical information while explaining hadīths; thereby determining al-Khattābī's method of understanding and interpreting hadīths with reference to his work A'lām al-Sunān. Furthermore, the study also discusses the content of hadīths and the jurisprudential judgement derived from them to elaborate on the judgement derived from hadīths and to determine which of the sayings of the Companions and which historical information are valid in this regard. Prepared using document analysis, this study analyses how al-Khattābī understood and interpreted hadīths while composing his work; it also provides some concrete examples to illustrate it. The present study also reveals that al-Khattābī did not strictly confine himself to the wording of hadīths while commenting on them; he emphasised the content of the narrations as well. Moreover, it emphasises the criteria that al-Khattābī used while interpreting hadīths and reveals that some of these criteria are unique to him and some of them are commonly accepted criteria.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hadis |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 16 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 27 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 11 Sayı: 1 |