One of the reasons
for the political and economic instability of Muslims today is the religious
and the ideological divisions. The disputes that started shortly after the
death of the Prophet resulted in the emergence of different sects and internal
conflicts between Muslims emerged when these sects were mutually accused of
disbelief (takfir). It is generally observed in Muslim societies that
different thinkers and believers have been pushed out of religion by being
accused of unbeliever or they have been pushed out of the room of Ahl al-Sunnah
wa al-Jamaah by accusing them of heresy; so it seems that different groups of
thought have been tried to be excluded and alienated. Undoubtedly, the most
dangerous of these exclusion means was the weapon of takfir because of
the legal consequences. Beginning with the Khawarij for the first time in
Islamic history the takfir issue is a problem which deepens the religious and
political divisions among Muslims and which effects continue even today. When
we look at the history of Muslims, almost every party has found a reason to
brands the sects unbeliever except its own sect. At the beginning of these
reasons undoubtedly comes the issue of ta'wil. Gazzâlî (d. 505/111),
which has been alienated because of some of his views and given a fatwa in the
direction of burning his works, tried to clarify the concepts of takfir and
ta'vil by writing an article titled “Faysalü’t-tefrika beyne’l-İslam
ve’z-zendeka” and has developed a unique method in this regard. Gazzâlî has
made an important opening in the subject of ta'wil and takfir in
this article and closed this path to whom that accused everybody outside their
own sect of being unbeliever. Thus, he has established a framework to enable
different denominations and communities to live together with peace in Islamic societies.
Günümüzde Müslümanların
yaşadığı siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın nedenlerinden biride dini ve
itikadi bölünmelerdir. Hz. Peygamber’in vefatından kısa bir süre sonra başlayan
ihtilaflar farklı fırka ve mezheplerin doğmasıyla sonuçlanmış, bu fırka ve
mezheplerin birbirini tekfir etmesiyle de Müslümanlar arasında iç çatışmalar
ortaya çıkmıştır. Genel olarak Müslüman toplumlarda farklı düşünce ve inanç
sahipleri ya tekfir edilmek suretiyle dinin dışına, ya da sapıklıkla ve bidʻatçi
olmakla itham edilerek Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat dairesinin
dışına itilmiş; böylece farklı düşünce grupları dışlanmaya ve ötekileştirilmeye
çalışılmıştır. İslam tarihinde ilk kez Haricilerle başlayan tekfir meselesi
Müslümanlar arasındaki dini ve siyasi bölünmeleri derinleştiren ve etkileri
bugün bile devam etmekte olan bir problemdir. Kendisi de bazı görüşlerinden
dolayı tekfir edilen Gazzâlî (ö. 505/111) bu konuda bir risale kaleme alarak kendi
mezhebi dışında kalan herkesi tekfir edenlere bu yolu kapatmıştır. Böylece o, İslam
toplumlarında farklı mezhep ve cemaatlerin birlikte yaşamasını mümkün kılacak
bir çerçeve oluşturmuştur.
Konular | Din Araştırmaları |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 15 Sayı: 2 |
ISSN: 1309-2030 KADER Kelam Araştırmaları Dergisi