Öz
İrâde, Kelâm’da, ilimden sonra
üzerinde en çok tartışılan konulardan biridir. İrâdenin mâhiyeti hakkında,
Mu‘tezilî bilgin Ebû’l-Kāsım el-Kâ‘bî el-Belhî’nin görüşleri dikkate şayandır. Kâ‘bî,
oluşturduğu epistemolojik sistemde, irâdeye alışılagelenden farklı bir anlam
alanı açmaya çalışmaktadır. Kâ‘bî’ye göre irâde,
fiilî bir sıfattır. Ona göre Allah’ın irâdesi hâdistir. İrâde, Tanrı hakkında
kullanıldığında, Tevhîd ve tenzih kaygısına; insan hakkında kullanıldığında ise
özgürlük, imtihan ve sorumluluk kaygısına dayalı bir şekilde ele alınmaktadır. Kâ‘bî,
bu iki kullanım arasında dikkatli ve kesin bir ayrım yaratmaya özen
göstermektedir. O, irâde hakkındaki görüşleriyle, Mu‘tezilî düşünce içinde de
farklılaşmıştır. Kâ‘bî’nin Nazzâm’ın görüşleriyle uyum gösteren irâde anlayışı,
insana otonomi sağlaması açısından önemlidir. Kâ‘bî’ye göre, Allah li-zâtihî
mürîd olmadığı gibi O’nun irâdesi, hakîkî anlamda da kullanılmamaktadır.
Ona göre irâde, Allah ve insan arasında ortak bir lafız olmasına rağmen, Allah
mecazî anlamda mürîddir. Kâ’bî, Allah açısından İlâhî irâdeyi yaratma (tekvîn)
insan açısından ise Allah’ın emretmesi olarak ele alır. Bu bağlamda
onun epistemolojisinde irâde, Allah-âlem ilişkisine güçlü bir zemin
oluşturmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Kelâm, Mu‘tezile,
İlâhî İrâde, Ebû’l-Kāsım el-Belhî, el-Kâ‘bî, Nazzâm, Sıfatlar, Bağdat
Mu‘tezilesi
THE WİLL ACCORDİNG TO ABŪ
L-QĀSİM AL-KAʿBĪ AL-BALKHĪ
Abstract
After the
problem of divine knowledge (‘ılm), divine will/volition (irāda)
is one of the most debated issues in Kalām. In regard of divine will and
volition Mu’tazilī scholar Abū al-Qāsim al-Ka’bī al-Balkhī’s opinions are of
distinctive value. In his epistemology, al-Ka’bī tries to comprehend it in
quite an unusual manner. For al-Ka’bī divine will (irāda) is one of the
attributes of act. This means that divine will is an accident (hâdis).
The term volition when used in relation to God it shall carry the apprehension
of divine unity (tawhīd) and transcendence (tenzīh). Whereas in
relation to man will implies freedom of action and responsibility of
consequences thereby. al-Ka’bī put serious emphasis in differentiating meaning
of volition in realm of man and of transcendence. Showing profound similarities
with his prior Mu’tazilī al-Nazzam, al-Ka’bī undertakes the problem of divine
volition in such a way that does not supersede both, realm of man and of
transcendence. Showing similarities with the opinions of his prior Mu’tazilī al-Nazzām,
his understanding on will is significant for attributing full authority to man.
According to al-Ka’bī, transcendental being (Allah) does not have volition per
se (لا هو مريد لذاته). His volition is not used in literal meaning of the word
either. He believes that although volition is a common term between God and
man, God wills (مرید) in truly metaphorical and figurative sense.
al-Ka’bī states that the volition form God’s position is His creation (takwīn)
whereas in regard of man, divine volition shall be understood as Allah’s
orders. Within this context, term of volition in al-Ka’bī’s epistemology
carries the ground for relational foundations of Allah and His creation.
Keywords: Divine Will, Abū l-Qāsim al-Balkhī, al-Kaʿbī, God's
Attributes, Mu‘tazila, Baghdādī School
Kelâm Mu‘tezile İlâhî İrâde Ebû’l-Kāsım el-Belhî el-Kâ‘bî Nazzâm Sıfatlar
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 15 Ekim 2018 |
Kabul Tarihi | 19 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 16 Sayı: 2 |
Kader Creative Commons Atıf-Gayriticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.