XVII. yüzyıl filozoflarından Descartes, bir seferinde bilimler tasnifi bağlamında felsefeyi bir ağaca benzetir. Descartes’a göre felsefe, “kökleri metafizik, gövdesi fizik, dalları tıp, mekanik ve etikten oluşan bir ağaç”tır. Felsefe ağacı olarak da adlandırılan bu tasnif genel anlamda Kartezyen geleneğin ve dolayısıyla modern felsefenin bilim paradigmasını sembolize eder. Descartes’ın ünlü ağacı üç asır sonra gelen bir filozofun yönelttiği ağır bir soruyla köklerinden çatırdamaya başlar. Bu zat Alman filozof Heidegger’dir. Heidegger, Fransız filozofa “Felsefe ağacının kökleri hangi toprakta tutunur?” diye sorar. Heidegger’in bu sarsıcı sorusunu yanımızda mahfuz tutarak biz Descartes öncesi asra gitmek istiyoruz. Bu soruya ünlü Osmanlı âlimi Taşköprülüzâde tarafından dolaylı olarak verilmiş cevabın peşine düşüyoruz. Üç ciltlik Miftâhu’s-Saâde adlı eserinde Taşköprülüzâde, kendinden önce örneği olmayan bir tarzda oldukça farklı bir ilimler tasnifi ortaya koyar. Burada dikkatimizi çeken şey Taşköprülüzâde’nin de ilimleri Descartes gibi ağaç sembolü üzerinden temellendirerek nazarlarımıza sunmasıdır. Bu temellendirmeyi Taşköprülüzâde’nin tasnifini yaparken eserinin konu başlıkları için seçtiği bölüm başlıklarında görüyoruz. Diğer yandan bu başlıklar Osmanlı ilim geleneğinin sınırlarını ve derinlik düzeyini göstermesi bakımından ayrı bir öneme sahiptir.
Descartes, one of the 17th century philosophers, likens philosophy to a tree in the context of the classification of sciences. According to him, philosophy is a tree: roots are metaphysics, body is physics and branches are medicine, mechanics and ethics. This classification is also called as the tree of philosophy and it symbolizes the scientific paradigm of the Cartesian tradition and therefore the modern philosophy in general. Descartes' famous tree was shaken with a heavy question asked three centuries later by the German philosopher Heidegger. Heidegger asks the French philosopher: “What is the soil of the Philosophy tree?”. We want to go back in time before Descartes, keeping this challenging question of Heidegger and aiming to find the answer given by the famous Ottoman scholar Tashkubrizadah. In his three-volume work called as Miftâh al-Sa‘âdah, Tashkubrizadah sets out a very distinctive classification of ‘ulûm that have not seen before. What also attracts our attention here is that Tashkubrizadah also draws a tree symbol just like Descartes in his classification. We see this foundation in the section headings of his work. These headings also have a special importance in terms of showing the boundaries and depth of Ottoman ‘ilm tradition.
Tashkubrizadah Being Knowledge Philosophy Heidegger Descartes
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 18 Mart 2019 |
Kabul Tarihi | 26 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 17 Sayı: 1 |
Kader Creative Commons Atıf-Gayriticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.