Undoubtedly, the most important issue that the Qur'an focuses on regarding divinity has been the creed of tawhid. While the Qur'an was constructing a vision of God in this direction in the minds of its first interlocutors, there was no problem in understanding the relevant verses. However, as a result of the encounter of Islamic thought with ancient cultures and civilizations with the conquests, religious texts have been addressed with different perspectives. On the one hand, a viewpoint based on discontinuity in the relationship between God and man has been displayed by interpreting the expressions in religious texts that describe God with the characteristics of creatures. On the other hand, an understanding has emerged that opposes interpretation by understanding the expressions of the related texts as they are. Both understandings, which try to understand the mutashabih and khabari attributes in the Qur'an on the axis of tanzih-tashbih, constituted two opposite poles. Proponents of tanzih sometimes took the matter into obscurity regarding the nature of Almighty Allah. Proponents of tashbihhave on the other hand, has opened the door to anthropomorphist god conceptions, since it Paves the waytowards a conviction based on continuity in the God-human relationship. However, no sect has openly advocated such an idea. Therefore, this perception about them was mostly based on the claims and accusations of their opponents. In general, it is possible to examine the sects accused of anthropomorphist god understanding in three categories in the historical process. The first of these is the extremist branches of the Shī‘a, and they have developed some discourses in order to strengthen their political ideas rather than having a theoretical idea of divinity. It is understood that the religion and belief systems that existed in the region before Islam had an impact on their understanding. Another sect accused of the anthropomorphic God concept is the Karramiyya sect, which stands out with its tajseem view. Members of this sect, described by their opponents as Mujassema because they used the word "body" for God, tried to prove that they byusingthatword, were pointing to the existence of God rather than an anthropormorphist understanding of God. Another denomination accused in this regard is the Hashwiyya. This understanding, which is against interpretation in religious texts in general, maintained the same attitude for mutashabih and khabariattributes. Mu’tazila’s understanding of divinity based on interpretation was effective in their attitudes. The Hashwiyya school, which basically did not have an anthropomorphic understanding of divinity, naturally faced such an accusation because they did not question their purpose when accepting the expressions in religious texts as they were. In this article, after discussing the concept of anthropomorphism in terms of religion and philosophy, all three understandings will be examined in the context of anthropomorphism based on their own sources. It will be tried to reach a conclusion by comparing the views of the relevant sects with the discourses of their opponents.In this context, it is claimed by the opponents that they have a belief in God that is incompatible with the belief of tawhid. However, the understandings of divinity of the sects, which seem to be influenced by pre-Islamic and post-Islamic social, cultural and religious factors, will be tried to be understood in their own context and in an impartial way.
Kalām Anthropormism Shī‘a Karramiyya Hashwiyya Tashbih Tajseem
Kur’ân’ın ulûhiyyet konusunda üzerinde durduğu en önemli mesele şüphesiz tevhîd akidesi olmuştur. Kur’ân ilk muhataplarının zihninde bu doğrultuda bir Tanrı tasavvuru inşa ederken, ilgili ayetlerin anlaşılmasında herhangi bir sorun yaşanmamıştır. Ancak İslâm düşüncesinin fetihlerle birlikte kadim kültür ve medeniyetlerle karşılaşması sonucunda dinî metinler birbirinden farklı bakış açılarıyla muhatap olmuştur. Bir tarafta dinî metinlerde geçen ve Allah’ı yaratılmışların özellikleriyle tasvir eden ifadeler tevil edilmek suretiyle Allah-insan ilişkisinde süreksizliğe dayalı bir bakış açısı sergilenmiştir. Öbür tarafta ise ilgili metinlerin ifade biçimlerini olduğu gibi anlayarak tevile karşı çıkan bir anlayış belirmiştir. Kur’ân’da geçen müteşâbihleri ve haberî sıfatları tenzih-teşbîh ekseninde anlamaya çalışan her iki anlayış da birbirine zıt iki kutbu teşkil etmiştir. Tenzih anlayışı bu tavrıyla Yüce Allah’ın mahiyetiyle ilgili olarak işi zaman zaman bilinmezliğe kadar götürmüştür. Teşbîh anlayışı ise Allah-insan ilişkisinde sürekliliğe dayalı bir anlayışa sebep olduğu için antropomorfik Tanrı tasavvurlarına kapı aralamıştır. Bununla beraber hiçbir fırka açık bir şekilde böyle bir düşüncenin savunucusu olmamıştır. Dolayısıyla onlarla ilgili bu algı daha çok muhaliflerinin iddia ve suçlamaları üzerinden gerçekleşmiştir. Genel olarak bakıldığında tarihi süreçte antropomorfik Tanrı anlayışıyla suçlanan fırka ve mezhepleri üç kategoride incelemek mümkündür. Bunlardan birincisi Şîa’nın aşırı kolları olup, teorik planda bir ulûhiyyet düşüncesine sahip olmaktan çok siyasi fikirlerini güçlendirmek amacıyla bazı söylemler içine girmişlerdir. Onların bu anlayışlarında İslâm’dan önce bölgede varlık gösteren din ve inanç sistemlerinin etkisinin olduğu anlaşılmaktadır. Antropomorfik Tanrı tasavvuruyla suçlanan bir başka fırka ise tecsîm görüşüyle öne çıkan Kerrâmiyye mezhebidir. Allah için cisim ifadesini kullandıkları için muhalifleri tarafından Mücessime olarak nitelenen bu fırka mensupları, bununla antropomorfik bir Tanrı anlayışından çok O’nun varlığına işaret ettiklerini ispat etmeye çalışmışlardır. Bu konuda suçlanan bir başka oluşum ise Haşviyye’dir. Genel olarak dinî metinlerde tevile karşı çıkan bu anlayış, müteşâbihler ve haberî sıfatlar için de aynı tavrı sürdürmüşlerdir. Onların bu tavırlarında Mu‘tezile’nin tevil eksenli ulûhiyyet anlayışı etkili olmuştur. Esas itibariyle insanbiçimci bir ulûhiyyet anlayışına sahip olmayan Haşviyye ekolü, dinî metinlerdeki ifadeleri olduğu gibi kabul ederek maksadını sorgulamadıkları için doğal olarak böyle bir suçlamayla karşı karşıya kalmışlardır. Bu makalede antropomorfizm kavramı din ve felsefe açısından ele alındıktan sonra her üç anlayış da kendi kaynakları temel alınarak antropomorfizm bağlamında incelenecektir. İlgili fırkaların görüşleri muhaliflerinin söylemleriyle karşılaştırılarak bir sonuca varılmaya çalışılacaktır. Bu bağlamda muhaliflerince tevhîd inancıyla bağdaşmayan bir Tanrı inancına sahip oldukları iddia edilen ancak düşünce yapılarında İslâm öncesi ve sonrası sosyal, kültürel ve dinî faktörlerin etkili olduğu anlaşılan fırkaların ulûhiyyet anlayışları kendi bağlamında ve tarafsız bir şekilde anlaşılmaya çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 6 Nisan 2022 |
Kabul Tarihi | 10 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 20 Sayı: 1 |
Kader Creative Commons Atıf-Gayriticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.