Köklü bir yazılı kültüre sahip Türkler, özellikle Arap alfabesiyle pek çok eser ortaya koymuştur. Bunlardan sade dille oluşturulanların yanı sıra ağır dille yazılanların sayısı oldukça fazladır. Osmanlı’nın her döneminde konu edilen sade dil meselesi, birçok fikir hareketinin gündeme geldiği Tanzimat döneminde ciddi şekilde tartışılmıştır. Yıllarca sonuca bağlanamayan alfabe tartışmalarına son noktayı, Mustafa Kemal ve çalışma arkadaşları koymuştur. Türkiye’nin ilerlemesinin yegâne yolunu, milletin eğitimli olmasında gören Atatürk, öncelikle okuma yazma oranının artması gerektiğini, bu nedenle halkın kolay öğrenebileceği ve Türk diline uygun bir alfabeye ihtiyaç duyulduğunu düşünmüştür. Araştırmalar sonucunda, en uygun alfabenin Latin alfabesi olduğu üzerinde karar kılınmış, Latin kökenli yeni Türk alfabesi 1 Kasım 1928’de meclisteki çoğunlukça kabul edilmiştir. Türkiye’deki alfabe değişikliği meselesi, diğer ülkelerin dikkatleri dışında kalmamıştır. Birçok ülke, konu hakkında çoğunlukla olumlu fikirlerini gazeteler vasıtasıyla belirtmiştir. Harf devrimi ile ilgili bir fikir de 1934 yılında Japonya’da Tatar Türklerince yayımlanan Yanı Yapon Muhbiri dergisinde bulunmaktadır. Bu çalışmada, Tatar Türklerinin Türkiye’deki harf devrimi ile ilgili görüşlerinin yer aldığı yazı üzerinde durulmuştur.
Türk harf devrimi Arap alfabesi Latin alfabesi Tatar Türkleri Yanı Yapon Muhbiri.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 16 Sayı: 63 |