Rusya’nın öteden beri Karadeniz üzerinden sıcak denizlere ulaşma hedefi olduğu bilinmektedir. Bu hedefe doğru ilk planlı harekât Çar I. Petro döneminde olmuştur. Osmanlı Devleti, II.Viyana savaşını takip eden yıllarda geniş cephelerde mücadelesini sürdürürken Rusya’nın ani olarak Azak kuşatması gerçekleşmiştir. Osmanlı askerinin ekseriyeti Avusturya cephesinde olduğu için buraya yeterli kuvvet göndermesi zaten beklenemezdi. Nitekim Rusya, Karadeniz’de büyük öneme sahip olan Azak Kalesi’ni 1696 yılında almıştır. Rusya, Karadeniz’e inerse Osmanlı Devleti için ciddi bir tehdit haline gelmiş olacaktı. Bunu fark eden Osmanlı Devleti’nin ilk hedefi Rusları, Azak Denizi’nde hapsetmeye çalışmak olmuştur. Bu amaçla Kırım ve Taman yarımadalarında bulunan kalelerin bakım ve onarımını yapmış ve kaleleri askerî açıdan takviye etmiştir. Bunlara ilave olarak da Kerç Boğazı’nı ve Taman Yarımadası’nı kontrol altına alabilmek için stratejik noktalara yeni kaleler inşa etmiştir. Söz konusu kalelerden birisi de Açu Kalesi’dir. Bu çalışmada Azak’ın elden çıkması ile birlikte 1697 yılında yapılan Açu Kalesi’nin stratejik önemi, inşaatı, 1711 yılına kadar olan bakım-onarım faaliyetleri ve kalede bulunan askerî kuvvetlerin durumu ele alınacaktır. Buna ilave olarak Azak Denizi’nden Kuban Nehri’ne geçişlerin kapatılmasının Rus tehdidine etkileri değerlendirilecektir. Nitekim Açu Kalesi’nin yapılmasıyla Kuban Nehri üzerinden Taman Yarımadası’na geçişlerin mani olunduğu görülecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 17 Sayı: 67 |